Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu'nun 67.maddesinin 2. fıkrası gereğince, alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkmasının yasal koşullardan olduğu- Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul olmadığı- İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olduğu- Ayrıca alacağın likit ve belli olması da gerektiği; alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunlu olduğu- Olayda, davacı tarafından başlatılan icra takibinde talep edilen kira alacağı miktarları borçlu tarafından bilinecek durumda ve likit olduğu halde mahkemece yazılı gerekçe ile davacı alacaklının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı-
HMK.10.madde uyarınca
Sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabileceği- TBK. mad. 89/1 uyarınca para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği, sözleşmeye dayalı para alacağına ilişkin davada davacının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğu-
İtirazın alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşıldığından, mahkemece, itirazın iptali davasının 1 yıllık sürede açıldığı kabulü ile işin esası hakkında inceleme yapılması gerektiği-