İtirazın iptali davasında kısmen kabul edilen miktarın davacı tarafın incelenen ticari defterlerine dayalı olarak belirtilmiş olmasına karşın defterin kapanış tasdikinin yapılmadığından bu halde davacı lehine delil oluşturmayıp ancak aleyhine delil oluşturduğu- davalı tarafça sunulan bir kısım tediye fişleri ve çeklerle yapıldığı anlaşılan ödemelerin fatura borcuna yönelik ödemeler olmaması durumunda, ticari ilişki ve borçla ilgili olarak yapılıp yapılmadığı hususu gerekirse davacı tarafa açıklatmak suretiyle belirlenmesi gerekip tek başına davacı tarafın usule uygun olmayan ticari defterlerine itibar edilmemesi gerektiği-
Davaya konu olayın, davalı abonenin meskeninde bulunan sayaca ilişkin ödenmeyen su fatura bedellerine istinaden yapılan icra takibine, abone olan davalının yapmış olduğu itirazın iptaline dayalı olması karşısında,davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi (mesken abonesi)bulunduğunun anlaşıldığı, 4077 sayılı Yasa'nın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağının öngörüldüğü, görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği, görevle ilgili hususlarda kazanılmış hakkın söz konusu olmayacağı, 4077 sayılı Kanun'un 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiği, hal böyle olunca, mahkemece; 4077 sayılı Kanunun 23. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, tüketici mahkemesi var ise, görevsizlik kararı verilmesi; tüketici mahkemesi yoksa yargılamanın tüketici mahkemesi sıfatı ile yapılması gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK.nun 67/2.maddesi uyarınca; icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkmasının zorunlu olduğu- Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olmasının yasal koşul olmadığı- İcra inkar tazminatının, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olduğu- Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerektiği; borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabul edilmesi gerektiği- Öte yandan, alacağın mutlaka bir belgeye bağlı olmasının da şart olmadığı- İcra takibine konu borç abonelik sözleşmesinden kaynaklandığından, alacağın likit olduğu-
Profosyonel futbolcu sözleşmesine dayalı alacaktan kaynaklanan itirazın iptali davasında, "taraflar arasındaki sözleşmede ücretin brüt olarak belirlendiği, Maliye Bakanlığı'nın 267 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile sporculara yapılan ödemelerden % 5 gelir vergisi tevkifatı yapılır hükmü doğrultusunda, ücretten indirim yapılması gerektiği" şeklindeki davalı savunması üzerinde durulması ve gerektiğinde bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir karar verilmesi gerektiği-
Avukat bilirkişinin uyuşmazlığın doğru olarak tespiti ve çözümlenmesi için gerekli uzmanlığa sahip olmadığı- Mahkemece araçlarının bakım, tamir ve servis işine ilişkin uyuşmazlık hakkında uzman bilirkişiden rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve kiralanın tahliyesi istemi-
Kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Fatura alacağına dayalı takibe yapılan itirazın iptaline ilişkin davada, mahkemece, davacı şirketin davalı Belediyeden son ödemenin yapıldığı tarihi itibariyle alacaklı olduğu, icra takibinden önce davalı-borçlu taraf temerrüde düşürülmediğinden öncesine ilişkin faiz talebinin kabul edilmediği, davacının tacir olması ve taraflar arasındaki ilişkinin ticari iş niteliğinde olması nedeni ile alacağa takip tarihinden itibaren reeskont faizi uygulandığı, alacağın likit olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı Belediyenin yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin kabul edilen miktarına takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte devamına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Hüküm ile gerekçe arasında faiz oranı yönünden çelişki oluşması halinde hükmün bozulması gerekeceği-
Davalının, kendisine ait şirkette çalıştığı dönemde davalıya ev alması amacıyla için 5 adet 8.000,00TL bedelli çeki borç olarak verdiğini, davalının çekleri kullanarak ev aldığını, ancak borcunu geri ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlattığı takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına-