Dava konusu anataşınmazın birden fazla parsel üzerinde kurulu olup olmadığı, kurulu ise diğer parsellerin ada ve parsel numarası tarafların açıklamalarına başvurulmak suretiyle düzenlenecek tutanakla tespit edilip sözü edilen sitenin üzerinde kurulduğu parsel ya da parsellerde kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulup kurulmadığı, kurulmuş ise kat irtifakının kuruluş tarihi, birden fazla parselde kurulu ise 5711 s. K. ile değişik 634 s. Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine göre toplu yapı yönetimine geçilip geçilmediği, geçilmiş ise tarihi, 5711 sayılı Yasa ile değişik Kat Mülkiyeti Yasası'nın 66 ve 67. maddeleri gereğince toplu yapıyı oluşturan imar parselleri ve ortak yerlerin tapuda birbirleriyle bağlantıları sağlanmak suretiyle irtibatlandırılıp irtibatlandırılmadığı sorularak buna ilişkin davacı ve davalının bağımsız bölümünü de içerir şekilde tüm bağımsız bölümleri ve maliklerini gösteren tapu kayıtlarının ve toplu yapı yönetim planı örneğinin, toplu yapı kurulmamış ise ilgili ada ve parsellere ait tapu kayıtları ile yönetim planı örneklerinin ilgili tapu müdürlüğünden; takibe konu alacaklarla ilgili kararların alındığı ve aidatların belirlendiği kat malikleri kurulu kararları ile bu aidatların belirlendiği kat malikleri kurulu toplantılarına davalının katılıp katılmadığı, katılmamış ise bu kararların davalıya tebliğ edilip edilmediği, edilmiş ise buna ilişkin belgelerin varsa 2012-2013-2014 dönemlerine ilişkin işletme projesinin aslı veya onaylı örneği ile işletme projesinin varsa davalıya tebliğine ilişkin belgelerin ilgili yönetimden getirtilmesi gerektiği-
Kaçak su kullanma tutanağının ve kaçak tahakkukunun davalı apartman yöneticiliği adına düzenlenmesi halinde, davalı yönetime 634 s. K. mad. 35 uyarınca husumet yöneltilebileceğinin kabulü gerektiği-
Birden fazla ada ve parsel üzerinde kurulu bulunan sitenin ortak gider alacağının tahsiline ilişkin davada, sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediğinden uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Kanununun hükümleri değil TBK. mad. 120'ye göre temerrüt/gecikme faizinin hesaplanması gerektiği- Sırf aidat alacaklarının tahsiline yönelik takip nedeniyle haksız ve kötüniyetli sayılamayacağından, davacının tazminata mahkum edilmemesi gerektiği-
Kaçak elektrik tahakkukuna dayalı takibe vaki itirazın iptali davası- Abonelik sözleşmesinde ödemelerde gecikme olması hâlinde, 6183 sayılı K.'da belirtilen "gecikme zammı"nın istenebilmesi için, gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerektiği- Davalının dava konusu sorumlu olduğu bedelin, ve gecikme zammı ve KDV nin abonelik sözleşmesi Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı ile ilgili mevzuat hükümleri ve takip dosyasındaki talep de nazara alınarak belirlenebilmesi için bilirkişi raporu alınması gerektiği-
Ticari olmayan tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça faiz istenemeyeceği - Ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alanın, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü olmadığı- Davacı, takip tarihinden önce davalıya borcun ödenmesi konusunda ihtarda ya da bildirimde bulunmadığından davalı, ödeme emrinin tebliği ile borçtan haberdar olduğundan, bu tarihten itibaren altı hafta sonra borcun muaccel hale geleceği, bu durumda takip tarihi itibarıyla muaccel hale gelmiş borçtan söz edilemeyeceğinden davacının tüm talepleri yönünden 'davanın reddine' karar verilmesi gerekeceği-
Havale borç ödeme belgesi olup, davacının dayandığı havale dekontları üzerinde havale olarak gönderilen paranın ne amaçla gönderildiğine ilişkin bir açıklaman bulunmadığından davacının, davalının eşine borç gönderdiğini ispatlayamamış olduğu- Davacının, davalının kredi kartı borçlarını ödemesini istemesi nedeniyle davalı adına bankaya yaptığı ödemelerin tahsili için başlattığı takibe itirazın iptalini istediğine ve davalının eşine borç para verdiğini savunmasına göre, tekne bağlama ücreti yönünden davacının bir talebi olmadığı ve bu yönde ıslah talebinde de bulunmadığı gözetilerek bu miktarın da davacının yapmış olduğu ödemeler yönünden dikkate alınmasına olanak bulunmadığı-