Kefaletin, atıfta bulunduğu kira sözleşmesi ile öngörülen miktar yönünden geçerli sayılacağı–
Hesabın kesilmesinden sonraki devreler için, borçludan «kaynak kullanma destekleme fonu» ve «komisyon» istenemeyeceği–
Davacının ödünç ilişkisine dayanması, davalının ise bu ilişkiyi kabul etmeyerek gerekçeli inkârda bulunması halinde, ödünç ilişkisinin varlığını isbat yükünün davacıya düştüğü–
Davacının dava konusu malları davalıya teslim ettiği hususunun davacı tarafından, fatura, irsaliye, ticaret defter kayıtları ve -teslim durumunun maddi olay olması nedeniyle- tanık ile isbat edilebileceği–
İİK. 67’de inkâr tazminatı talebi için bir süre öngürülmemiş olduğundan son oturumda dahi tazminat istenebilir mi? Bu durumda «iddianın (savunmanın) genişletilmesi yasağı» sözkonusu olur mu?–
Borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilen alacaklının altı ay içinde itirazın kaldırılmasını istememesi halinde, bir daha ilâmsız takip yapamayacağı–
Borçlunun -genel haciz yolu ile ilamsız takiplerde- ödeme emrine itiraz etmesi üzerine, önce icra mahkemesine başvurarak «itirazın kaldırılmasını» istemiş olan alacaklının, daha sonra bu talebinden vazgeçerek -ya da bu talebinin reddedilmesi üzerine- «itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde» mahkemeye başvurarak «itirazın iptali» davası açabileceği–
Borçlu hakkında yürütülen «ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla» takibin, «tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla» kefil hakkında «genel haciz yoluyla» takip yapılmasına engel olmayacağı–