İtirazın iptali davası devam ederken takip konusu borcun ödenmesi sonucu ya da davanın açılmasından sonra takibe itirazdan vazgeçilmesi nedeniyle takibin kesinleşmesi sonucu davanın konusuz kalması (ve alacağın likit olması) koşuluyla mahkemenin yargılamayı sürdürerek davanın açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu belirledikten sonra haksızlığı belirlenen taraf aleyhine % 40 (şimdi; %20) tazminata (ve yargılama giderlerine) hükmetmesi gerekeceği–
İcra mahkemesince (tetkik merciince) iptal edilmiş olan icra takibi ile ilgili olarak açılmış olan “itirazın iptali” davasına “alacak (tahsil) davası” olarak bakılması gerekeceği-
İtiraz iptali davası icra takibi ile bağlantılı olduğunda davalı aleyhine girişilmiş geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmadıkça itirazın iptali davasının dinlenmeyeceği–
İtirazın iptali davasının, dava (ve takip) konusu senetle yetkisi belirtilen mahkemede de açılabileceği–
Alacağın tahsiline ilişkin talebin, BK. mad 73. (TBK. mad. 89) uyarınca, alacaklının bulunduğu yer icra dairelerinin yetkili olduğu-
Senet arkasındaki «senedin teminat senedi olduğu» hususundaki meşruhatın imzalanmamış olmasının, senedin teminat senedi niteliğini değiştirmeyeceği-
Alacaklı banka tarafından, borçluya gönderilen «hesabın kat’ına» ilişkin ihtarnamede, ödeme için bir süre verilmemiş olması halinde, borçlunun, ihtarnamenin kendisine tebliğini izleyen (ertesi) günün iş saati sonunda temerrüde düşeceği–
Gecikme zamnının faiz niteliğinde olmadığı, gecikme zammının temerrüt tarihine kadar istenebileceği ve temerrüt tarihinden sonra gecikme zammına temerrüt faizi yürütülebileceği–
Davalının bankadan kredi almadığını savunması halinde ödeme makbuzu altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığı konusunda inceleme yapılması gerektiği–