Taraflar arasında bir «câri hesap» ya da «kredi ilişkisi» bulunduğu iddia ve ispat edilmedikçe, alacaklının sadece borçlu ile arasındaki alım-satım, acentelik, finansal kiralama vb. ilişkisinden doğacak alacağını teminat altına almak için kurulmuş ipoteğe dayalı olarak -daha önce mahkemede dava açıp doğmuş olan alacağının miktarını belirtir karar almadan- borçlu hakkında «ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip» yapamayacağı—
İlk takipten feragat edilmeksizin mükerrer şeklinde yapılan takibin iptali gerekeceği-
İpotekli takipte borçluya «örnek: 9 ödeme emri» gönderilebilmesi için ayrıca kendisine «hesap katı»nın tebliğ edilmesine gerek bulunmadığı—
Borçluya gönderilen «ödeme emri»nde yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığının gösterilmemiş olması halinde, kamu düzeni ile ilgili ve devletin hükümranlık haklarına ilişkin olan bu hususun re’sen (doğrudan doğruya) gözetilerek yasaya uygun olarak düzenlenmemiş olan ödeme emrine dayalı olarak itirazın kaldırılmasına karar verilemeyeceği—
İcra müdürünün kendiliğinden «örnek 9 ödeme emri» tebligatının usulsüzlüğünden söz ederek borçluya ikinci kez ödeme emri gönderemeyeceği—
Borçlunun «ipotek limiti ile sorumlu tutulabileceğine, limit dışında sorumluluğunun söz konusu olamayacağına» ilişkin şikayetinin kamu düzeni ile ilgili olduğu, bu nedenle «süresiz olarak» yapılabileceği—
«Örnek 9 ödeme emri»nin tebliği üzerine borçlunun her türlü itirazlarını icra dairesine bildirmesi gerektiğinden, borçlunun «temerrüde düşürülmediği ve borcun ... TL olduğu» doğrultusundaki itirazlarını icra mahkemesine değil, icra dairesine yapması gerektiği—