Borçluya ikinci kez çıkarılan ödeme emrinin, ona yeni bir itiraz hakkı tanıyacağı-
Hesap özetine itiraz edilmesi halinde, gönderilen icra emrinin iptaline karar verilemeyeceği, ancak icra mahkemesince inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verileceği, İİK.'nun 150/ı maddesi koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerekirken, uygulama yeri bulunmayan İİK. mad. 149/b'den bahisle takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İpotekli takipte dayanak gösterilen 'bayilik sözleşmesi'nin İİK. mad 150/a ve 68. gereğince alacağın varlığının ve İİK. mad. 149/b gereğince muaccel olduğunun ispatına yeterli olmadığı, bayilik sözleşmesinden doğan borca teminat verilmesi halinde genel mahkemelerde dava açılıp alacağın miktarı belirlenmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağından faiz alacağı yönünden itirazının kaldırılmasını isteyen alacaklının isteminin reddi gerekeceği-
Doğmuş, doğacak alacakların teminatını teşkil etmek üzere kurulan limit ipoteklerin de alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesini istediği taşınmazın sorumluluğunun ipotek akdinin yapılması sırasında belirlenen limitle sınırlı olduğu, ipotekte belirlenen limitin aşılmış olduğu yönündeki şikayetlerin ise kamu düzenine ilişkin olup, süresiz şikayete tabi olduğu ve yargılamanın her aşamasında hukuki yararı bulunan ilgililer tarafından ileri sürülebileceği, borçlunun başvuru nedenleri arasında limitin aşıldığı, aşılan miktar için takibin iptali talebi de yer aldığından,mahkemece anılan konu incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Bayilik sözleşmesinden doğan borca teminat verilmesi halinde genel mahkemelerde dava açılıp alacağın miktarı belirlenmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağından faiz alacağı yönünden itirazının kaldırılmasını isteyen alacaklının isteminin reddi gerekeceği-
Asıl borçlu hakkında takip yapıldığı için ipotek verenin sonradan takip edilerek bu iki takibin birleştirilmesinin mümkün olduğu, mahkemece alacaklıya TMK.nun 887, Medeni Kanun'un 802. maddesi uyarınca ipotek borçlusuna ihtarname tebliğ ettirmesi ve borç muaccel hale geldikten sonra adı geçen hakkında yeniden takip yapması, daha sonra da bu dosya ile birleştirilmesi konusunda mehil verilmesi, bu işlemlerin yerine getirilmemesi halinde takibin tümüyle iptali yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı ipoteğin, kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olup HGK.nun 27.03.1971 tarih 1969/ İc.-İf. Esas, 542 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere ilam niteliğinde olduğu, bu takibe ilişkin itiraz ve şikayetler hakkında ilamlı takibe ilişkin hükümlerin uygulanacağı, takipte istenen faizin oranının fahiş olduğuna ilişkin borçlu şikayetinin, ilama aykırılık nedenine dayalı olduğundan HGK.nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-102 sayılı kararında da belirtildiği üzere süreye tabi olmadığı-
Alacaklının ipotek akit tablosuna göre doğmuş ve doğacak borçlara karşılık teminat teşkil etmek üzere 2 derece 50.000 TL miktarlı bila faizli teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile borçlu hakkında takip yapamayacağı-
Borçluların borcun varlığına ve miktarına bir itirazları olmayıp, itirazlarını takibin mükerrerliğine hasrettiğine ve mükerrer bir takip de bulunmadığına göre, mahkemece, takip konusu alacağın tamamı yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun takip yolu itibariyle icra dairesine yapması gereken itiraz nedenleriyle icra mahkemesine gelerek takibin iptalini isteyemeyeceği gibi, icra müdürlüğüne yapılan itirazla, icra mahkemesinden itirazın kaldırılması veya genel mahkemelerden itirazın iptali ilamı getirilmedikçe, takibe devam edilme imkanı bulunmadığından, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararının da olmadığı, bu durumda mahkemece borçlunun icra mahkemesine başvurusunun fuzuli olduğu nazara alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-