Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş; bozma ilamına uyulması nedeniyle de davalı lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan, HMK 177/2 gereğince, bozma kararına uyulmakla birlikte ortaya çıkan hukuki durum, artık ıslahla ortadan kaldırılamayacağı- Bozma sonrası ıslah ile vasiyetnamenin şekle aykırılık nedeniyle geçersizliği nedenine de dayanılması sonucu mahkemece ıslah talebi dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mirasbırakanın vasiyetname öncesinde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurulması, varsa doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru görülmediği-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemi- Resmi şekilde yapılmayan geçersiz sözleşmeye dayanılarak yapılan tapu iptali ve tescil isteminin reddi gerektiği- Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebileceklerinden ve sözleşme ifa ile sonuçlanmadığından, davacıların murisi tarafından yapılan tutarındaki ödeme nedeniyle davalı sebepsiz zenginleştikleri- Sözleşme tarihi ile dava tarihi arasında geçen sürede, taşınmaz bedeli olarak ödenen para yönüden satın alma gücünde bir azalma olduğundan, denkleştirici adalet ilkesinin uygulanmasının isabetli olduğu- Tahkikatın tamamlanıp sözlü yargılama yapıldığı sırada ıslah suretiyle talep arttırılmasının mümkün olmayacağı-
Terditli tapu iptal tescil ve tazminat taleplerine ilişkin somut uyuşmazlıkta; 4077 sayılı TKHK.m.4/4 uyarınca, ayıba ilişkin zamanaşımı sorumluluğunun piyasaya sürüldüğü günden başlayarak 10 yıl sonra zarara ilişkin talep hakkını ortadan kaldıralacağı hükmedileceği- Davalılar arasındaki sözleşmenin feshedildiği ve ifanın imkansızlaştığı … tarihinden itibaren, 10 yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağı, Davacının, … tarihli dilekçesiyle, sözleşme bedelini ıslah etmiş olup; bu talebe karşı davalı Belediye ise, ıslah edilen kısım yönünden zamanaşımı itirazında bulunmakla beraber diğer davalıların bu yönde bir itirazının olmadığı- Davalılardan birinin zamanaşımı savunması ileri sürüp, diğerlerinin ileri sürmemesi halinde, teselsül kurallarına dayanarak zamanaşımı defiinde bulunmayanlar ya da süresinden sonra bulunup da bu defileri itiraza uğrayanların zamanaşımı defiinden yararlanmalarına olanak bulunmadığı-
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir...22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılması mümkün hale getirilmiştir.
Mahkemece HMK’nın 281/3. maddesi hükmünce gerçeğin ortaya çıkması için davalı-karşı davacı defterine kayıtlı olmayan makbuzların ve bu makbuzların bilgilerinin liste haline belirlenmesi ile dosya kapsamında bulunan ... tarihli Yönetim Kurulu 2006 Yılı Faaliyet Raporu ve ...tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağı içeri de değerlendirilerek ödemeler konusunda mali müşavir bilirkişiden ek rapor alınması, rapor sunulduğunda isticvaba konu vakıaları açıkça gösterecek şekilde makbuzların listesi ile birlikte makbuz örnerkleri de eklenerek iflas idaresine HMK’nın 171/2. maddesi gereğince sonuçlarını hatırlatır isticvap davatiyesi gönderilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Mahkemece HMK’nın 281/3. maddesi hükmünce gerçeğin ortaya çıkması konusunda mahallinde keşif de yapılarak teknik bilirkişilerden oluşacak konusunda uzman yeni heyetten gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak binada sözleşme ve projeye aykırılıkların tek tek belirlenerek taraf itirazları giderilecek ve neden eksik kabul edilip edilmediklerinin Yargıtay denetimine uygun şekilde açıklanıp varsa belirlenen eksiklikler ile çevre düzenleme ve kepenk bedellerinin piyasa rayiçleri içerisinde mütaehhit karı ve KDV olduğundan bu kalemler ayrıca eklenmeksizin hükme en yakın tarih itibariyle mahalli piyasa rayicine göre hesaplatılması, hesaplanan bedelin dava edilen bağımsız bölümlerin yükleniciye kalan son bölümler olması ve arsa sahibinin alacaklarının teminatsız kalmamasını sağlamak amacı ile 818 sayılı BK’nın 81, 6098 sayılı TBK’nın 97. maddesine göre depo ettirilmesi, depo edildikten sonra birlikte ifa kuralığı gereği davanın kabulüne, davacının ifayı tamamlamadan dava açtığı gözetilerek masraf ve vekalet ücretinin buna göre tayin edilmesine karar verilmesi gerekir.
6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe giren ilk halinde usuli kazanılmış hakka yer verilmemişse de bu ilkenin uygulanması, Yargıtay’ın içtihatları ile HMK’nın 177/2. maddesine 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Kanun'un 18. maddesi ile yapılan ek düzenlemeye kadar devam etmiştir. ...Bozma ilâmına uyulduğuna göre bozmada belirtilen hususlar lehine olan taraf için usulü kazanılmış hak oluşturacağından mahkemece hükmüne uyulan bozma ilâmı uyarınca inceleme ve araştırma yapılması ve karar verilmesi zorunludur. Eldeki davada ise bozma ilâmına göre taraf teşkili tamamlanmadan hüküm kurulmuştur. Mahkemece; sözleşmede imzası bulunan dava dışı arsa sahiplerinin sözleşmeden doğan şahsi haklarını BK'nın 163. maddesi hükmüne uygun olarak temlik edip etmedikleri sorularak, temlik etmişlerse temlik belgelerini sunmak üzere süre verilmesi, temlik belgelerinin sunulması halinde temlik alanların davada yer alması gerektiğinin, temlik eden bu şahısların davada taraf olmaları gerekmediğinin gözetilmesi, temlik belgelerinin sunulmaması halinde dava dışı arsa sahibinin ve paylarını devretmedikleri anlaşılan dava dışı arsa sahiplerinin davaya muvafakatlarının usulünce sağlanması gerekir.
Davacı tarafın ıslah dilekçesinin davalı sigorta şirketine tebliğ edilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma hakları ile hukuki dinlenilme haklarını kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı- Dava dilekçesinde davalı sigorta şirketinden talep edilmeyen araç değer kaybı zararının, ıslah dilekçesiyle bu davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığı; bu yöndeki kararın, dava dilekçesindeki talebin aşılması mahiyetinde ve ıslah müessesine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olacağı gözetilerek, davacının davalı sigorta şirketine yönelik araç değer kaybı zararına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, davalı sigorta şirketinin araç değer kaybı bedelinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümlerinin dikkate alınarak yapılmasının gerektiği- Zarar, zarar verenin hafif kusurundan doğmuş ve zarar veren, tazminatı ödemesi halinde yoksulluğa düşecekse ve hakkaniyet de gerektiriyorsa hakimin tazminatı indirebileceği- Alkollü sürücünün aracına bilerek binme nedeniyle davacının olayda müterafik kusurlu olduğu, davalı yanın müterafik kusur savunması hakkında sadece kask takmama yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesinin doğru olmadığı- Davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesinin de doğru olmadığı-