Almanya’da ikamet eden, tatilini geçirmek üzere Türkiye’de bulunan ve geçici olarak getirdiği aracı trafik kazası sonucunda hasara uğrayan sigortalının, aracının onarımını Türkiye’de yapması konusunda zorlanamayacağı, sigorta ettiren, aracını Türkiye’de veya ikamet ettiği ülkede tamir ettirmek konusunda seçimlik hakka sahip olduğundan, sigorta ettirenin bu seçimlik hakkını ikamet ettiği ülkede tamir ettirme yönünde kullanması durumunda, yurt dışı tamirine ilişkin gerçek hasar bedelinin tespit edilerek bu bedelin Türk Lirası karşılığının rücuen tazminine karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığın, TTK. mad. 1472 uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuen tahsiline ilişkin olduğu- Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanuni halefi olacağı- Sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücu davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı; sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün defilerini 3. şahsa karşı ileri sürebileceği ve TBK. mad. 52'ye dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği- Davacı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği- 
2560 s. Kanun ile kurulmuş olan ve 6762 s. TTK'nun 18/1. maddesi anlamında özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olan İSKİ'nin ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletildiği; yaptığı işler itibariyle de ticarethane sayıldığı ve açık  biçimde "tacir" sıfatını taşıdığı- Davalı İSKİ tacir olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı mercileri olduğunun kabulü gerekeceği-
Davalı şirketin iflasına karar verildiği , işbu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin mahkemece belirlenmesi ve İİK’nın 194. maddesi uyarınca iflasın açılması halinde, davanın 2. alacaklılar toplanmasından 10 gün sonrasına kadar durdurulması ve davalı şirketin iflas idaresi tarafından temsili gerektiğinden, mahkemece davalı şirket hakkında davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği-
Davanın, nakliyat sigorta poliçesine dayalı rücuan alacak istemine ilişkin olduğu- Mahkemece iki ayrı bilirkişiden rapor alındığı ve bu raporlar arasındaki çelişki giderilmeden 2.bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğu- Öncelikle, hasara ilişkin orijinal fotoğrafların bulunduğu sigorta hasar dosyasının celbi, daha sonra dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii ile bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Yüklemenin taşıyıcıya ait olmadığı ve hasarın yükleme hatasından kaynaklanması halinde davalı taşıyıcının yüklemeye nezaret görevi bulunması nedeniyle bir müterafik kusurundan söz edilebileceği- Mahkemece,bilirkişilerden öncelikle hasarın hangi nedenle meydana geldiği hususunda mütalaa alınmak, yükleme hatasından meydan geldiği ve yüklemenin davalı tarafından yapılmadığı sonucuna ulaşılır ise davalının gözetim yükümlülüğüne bağlı olarak müterafik kusur oranı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Dava dışı sigortalının hasar bedelini davacı sigorta şirketinden tahsil ederken 3. şahıslara karşı haiz olduğu alacak hakkını da davacıya devir ve temlik ettiği- Bu durumda alacağı temliki hükümleri uyarınca davacı sigorta şirketinin aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekirken mahkemece yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Sigorta şirketinin haksız fiilden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin açtığı davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Trafik kazası tespit tutanağında, davacıya sigortalı aracın davalıya ait rögar kapağının düzgün şekilde yerine oturtulmadığından yerinden çıkarak kazaya sebebiyet verdiği, ayrıca aynı yerde (aynı sebeple) 20 gün içinde birçok kazanın olduğu olayda (kapağın hangi kuruluşa ait olduğu da açıklanarak) davalı idarenin tam kusurlu olduğu belirtilmiş olduğundan, kusuru oranında davalı aleyhine tazminata karar verilmesi gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, olay nedeniyle düzenlenen 14.5.2011 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı'nın davalı sürücünün ve araç içinde yolcu olarak bulunan M.T..A..'ın beyanına göre düzenlendiği- Dosya kapsamından olaya ilişkin olarak davalı sürücü (sanık) hakkında ceza davası açıldığı, ceza yargılamasına ilişkin dosya getirtilerek, dosyanın Karayolları Trafik Fen Heyeti veya İstanbul Teknik Üniversitesi gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir kusur uzmanı bilirkişi kuruluna tevdii ile olaya ilişkin olarak düzenlenen tutanak, ceza dosyası içeriği, tanık beyanları ve önceki bilirkişi raporları birlikte irdelenerek, oluş şekline göre davalı sürücü ile müteveffanın olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-