Haricen yapılan taşınmaz mal satışından dönüldüğünde satış bedelini geri vermeyen tarafın taşınmaz malın kendisine verilmesi için karşı tarafı zorlayamayacağı, verdiği bedel kendisine geri verilmeyen tarafın, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü olmadığı- Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerektiğinden, harici satış senetlerinin düzenlendiği tarihlerinden itibaren ayrı ayrı senetlerde yer alan miktarların ödeme tarihlerinden itibaren ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, toptan eşya ve tüketici fiyat endeksleri, döviz kurları, altın, memur maaşı ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri etkenler gözetilerek satış tarihlerinden dava tarihine kadar uyarlamanın yapılması, ortalamaları alınmak suretiyle denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihine kadar ulaşacakları alım gücünün saptanması gerektiği-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılması ve harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın M.K. nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil ve alacak davası-
Her bir mirasçının kendi hakkı yönünden üçüncü kişi sıfatıyla miras payı oranında tapu iptali-tescil isteğinde bulunabilmesine olanak vardır. Mahkemece, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi yerine, yazılı biçimde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasında düzenlenen 28.10.2004 tarihli “Kart Karşılığı İnşaat ve Daire Sözleşmesi” adi yazılı şekilde düzenlendiğinden, kural olarak TMK’nın 706. TBK’nın 237. Tapu Kanunu’nun 26. Noterlik Kanunu’nun 60. maddeleri uyarınca geçersiz ise de, yüklenici olan davacı yapı ruhsatını almak suretiyle inşaatı tamamlamış ve 18.05.2007 tarihinde de yapı kullanma izin belgesini almak suretiyle teslim etmiş olmakla, sözleşmenin şeklen geçersizliğinin ileri sürülmesinin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 30.09.1988 tarih, 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı ilamı gereğince iyiniyetli davranış olarak kabul edilemeyeceği-
Tapulu bir taşınmazdaki miras payının 3. kişilere devrine ilişkin sözleşme ancak, resmi şekilde yapılması halinde geçerli olacağı- Davacının dayanağı sözleşme tarihinden sonra yürürlüğe giren, 4721 s. TMK. mad. 677/2. uyarınca, bir mirasçının 3. kişi ile yapacağı miras payının devrine ilişkin sözleşmenin geçerliliğinin, Noterlikçe düzenlenmesine bağlı olduğu- Taraflar arasındaki sözleşmenin, resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olacağı ve mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Muris ile davalıyı tanıyan ve akit tarihinde bayi işlettiğini bildiren ara malikin çekişme konusu taşınmazı yatırım amaçlı aldığını beyan ettiği halde, aldığı tarihten yaklaşık 4 ay kadar sonra murisin oğluna aldığı değerden devretmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmediği, dinlenen tanık beyanları ve çekişme konusu taşınmazın akit tarihi esas alınarak belirlenen gerçek değeri ile temlik değerleri arasında bariz fark bulunduğu değerlendiriliğinde; çekişme konusu taşınmazın ara malik kullanılmak suretiyle mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde devredildiğinin kabulü gerekeceği-
Muris adına tapuda ferağ verildikten kısa bir süre sonra davalıya satıldığı, keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre ise akit tarihindeki gerçek değerin çok yakın olduğu; muris adına kayıtlı geride arsa ve bağımsız bölüm nitelikli taşnmazlar bulunduğu, dava dışı mirasçının tanık olarak alınan beyanında, ‘taşınmazın kamulaştırma bedelinin muris tarafından harcandığını, daha sonra kamulaştırmadan vazgeçilmesi nedeniyle murisin parasının bulunmadığını ve mirasçılara satın alması için teklif ettiğini, davacılar ve kendisi tarafından kabul edilmeyince davalının bedelini Hazineye ödeyerek satın aldığını’ söyleyerek davalının savunmasını doğrulamış olduğu görüldüğünden, mirasbırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığının ve bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediğinin kabul edilmesinin gerekeceği, hal böyle olunca, açılan davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Yanlar arasında adi yazılı şekilde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi tapuda pay devrini de içerdiğinden MK'nun 634, BK'nun 213, Noterlik Kanunu'nun 60 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri gereğince geçerli hale gelebilmesi için resmi şekilde yapılması gerekli olup, sözleşme bu nedenle geçersiz ise de inşaatın ikmal edilmesinin veya bu sözleşmeye güvenerek öncesinde veya sonrasında tapuda pay devri yapılması halinde geçersizlik iddiasının ileri sürülmesinin iyi niyet kurallarına aykırı kabul edileceği-
Yanlar arasında adi yazılı şekilde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin resmi biçimde yapılması gerekli olup, bu şekle uygun yapılmayan sözleşme geçersizse de, inşaatın ikmal edilmesi veya bu sözleşmeye güvenerek öncesinde veya sonrasında tapuda pay devri yapıldığı, bu aşamada şekil eksikliğinin ileri sürülmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşıp bağdaşmadığının değerlendirilmesi gerektiği-