Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman isteyebileceği-Muris muvaazasında sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaşabilmek için davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerektiği ve bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinde büyük önem taşıdığı, bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluğun olması gerektiği-
Tapu iptali ve tescil, alacak davasında, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren sözleşmede yer alan bedelin TEFE – TÜFE endekslerindeki artışlar ile, altın, döviz fiyat ve kurlarındaki artışlar, işçi ve memur aylıklarındaki artışlar gözetilerek denkleştirici adalet kuralları uyarınca, dava tarihine kadar uyarlaması yapılarak dava tarihinde harici satış senedindeki miktarın ulaştığı değerin (miktarın) hüküm altına alınması gerekeceği-
“Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözlemenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır”. şeklindeki TBK.nın 237. madde hükmünün bir geçerlilik şartı olduğu, bu nedenle, düzenleme anında resmi şekilde yapılmamış olan taşınmaz satışına ilişkin sözleşme geçerli kabul edilemeyeceği-
Mirasbırakanın eşine yapmış olduğu temlikteki gerçek iradesinin satış olduğu, bedeli karşılığında devredildiği, mirasçıdan mal kaçırma kastı taşımadığı-
Hukuken geçersiz olan sözleşmelerin haksız iktisap kurallarına göre tasfiyesinde, satış bedeli olarak verilen paranın, dava tarihindeki ekonomik etkenlerle birlikte ortalamaları alınarak, yapılan uyarlamalar sonucu ulaştığı alım gücü ve reel değerlerinin tespit edilmesi ve bu bedelin alıkoymada hükme esas alınması gerekeceği-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin karma nitelikli sözleşme olduğu ve gayrimenkul mülkiyeti devir borcu doğurması sebebiyle resmi şeklinde yapılması gerekeceği, ancak resmi şekilde yapılmamış olmakla birlikte arsa payı sahibi tarafından tapuda devir yapılması halinde veya eserin büyük ölçüde başka deyişle tamamına yakınının tamamlanmış ve iş sahibi tarafından kabule icbar edilebilecek düzeye getirilmiş olması halinde şekle aykırılığın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılma niteliğinde sayıldığı-
Miras bırakanın taraflarla olan beşeri ilişkisi ve başka mal varlığı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, taraflarca belirtilen icra dosyaları getirtilip inceleme konusu yapılması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek miras bırakanın gerçek iradesinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında resmi yazılı şekilde noter huzurunda düzenlenen 06.06.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ek olarak düzenlenen 06.06.2008 tarihli adi yazılı "cezai şarta ilişkin sözleşme"de asıl sözleşmedeki yükümlülüklere ek olarak ifaya ekli cezai şartın kararlaştırıldığı, ek sözleşme kapsamında düzenlenen cezai şartın, tamamlayıcı yan hüküm niteliğinde değil ek yükümlülük niteliğinde olması nedeniyle, şekil şartına uyulmaksızın yapılan adi yazılı ek sözleşmenin geçerli olduğundan bahsedilemeyeceği-
Geçersiz sözleşmede herkesin verdiğini geri alacağı ve geçersiz sözleşme nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenemeyeceği-Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının, bu alacağını aynen vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceği-