Mahkemece; tereke kapsamında kalan ipotek alacağına ilişkin takipte tüm mirasçılar alacaklı olarak yer alması gerekirken bu husus gözardı edilmek suretiyle takip yapılmasının mümkün olmadığından bahisle itirazın kaldırılması isteminin reddi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemi-
Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekeceği, o halde, davacı dışındaki diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekeceği-
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekeceği, çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekeceği, ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verileceği-
4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 701 ila 703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı olmadığı ve mülkiyetin bir bütün olarak ortakların tümüne ait olduğu- Ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibinin ortaklık olduğu- Elbirliğiyle mülkiyette maliklerin mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortak olduğu ve bu kuralın TMK'nin 701. maddesinde açıklandığı- Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyette ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu- Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu olduğu ancak uygulamada kısmen yumuşatılarak bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesinin 11.10.1982 tarih 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile benimsendiği- Uyuşmazlıkta, çekişmeli taşınmazın mirasbırakan adına tescili istendiği ve murisin dava dışı mirasçılarının bulunduğu gözetilerek; davada yer almayan mirasçıların olurunun alınması ya da terekeye TMK. mad. 640 uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek esas hakkında hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekeceği, çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekeceği, ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa TMK'nın 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilmesi gerekeceği-
Ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile mirasçılar adına tescil istemi-
Davacıların elbirliği mülkiyetine konu paylarına dayanarak açtığı davada diğer malikin muvafakatinin alınmadığı veya terekeye temsilci atanmadığı anlaşıldığından, taraf teşkili sağlanmadan ve noter ihtarlarının iştirak halinde maliklere usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği araştırılmadan işin esası hakkında bir karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava bir tasarrufi işlem olduğundan tüm mirasçıların üçüncü kişi durumunda bulunan Hazineye karşı birlikte dava açmalarının zorunlu olduğu- Bilirkişi raporunda farklı senelerde oluşturulmuş bölge haritaları gösterilmiş olup, bulgular senelere göre farklılık gösterdiğinden ve taşınmazın niteliğinin orman olup olmadığı belirlenemediğinden raporun hükme esas alınamayacağı-