Mirasbırakanın asıl amacı bağış olduğu halde, mirasçısından mal kaçırmak için tapu sicilinde satış göstermek suretiyle yaptığı temliklerde görünürdeki satış akti muvazaa nedeniyle, gizlenen bağış aktinin ise şekil noksanlığı yönünden geçersiz olduğu (01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı); mirasbırakan tarafından tapusuz taşınmazların zilyetliğinin devri suretiyle gerçekleştirirken geçerli işlemlere karşı 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı- Tereke, elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan, terekeye iade isteğiyle açılan davada, davaya katılmayan ortağın olurunun alınması ya da miras şirketine TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği-
Mirasbırakanın bütün mirasçılarının davada yer almasının sağlanması, bu sağlanamıyorsa TMK'nun 640.maddesi uyarınca terekeye mümessil tayin ettirilerek mümessil huzuru ile dava görülüp işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davaya katılmayan mirasçılarının bulunduğu gözetilerek, davaya katılmayan ortakların olurunun alınması ya da miras şirketine TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi ve mirasbırakanın iradesinin açıklığa kavuşturulması bakımından eldeki davanın ............ tarihli celsede tefrik kararı verilen dosya ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu 166.maddesi gereğince birleştirilerek görülmesi gerekeceği-
Mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davaya katılmayan mirasçılarının bulunduğu gözetilerek, davaya katılmayan mirasçılarının olurlarının alınması y ada miras şirketine TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekeceği- 4721 sayılı TMK’nun 28/1. maddesinde; ‘’ Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. ‘’ düzenlemesi karşısında miras bırakanın ölümü ile kişiliğinin son bulduğu gözetilmeksizin ölü kişi adına tescile karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Adli yardım talebinin, talebin yapıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerekeceği- Öncelikle davacının adli yardım isteği konusunda karar verilmesi, adli yardım isteğinin kabul edilmemesi halinde; eksik harcın tespit edilmesi ve HMK. mad. 150 uyarınca davacıya sonraki celseye kadar süre verilmesi, harcın tamamlanmaması durumunda, dosyanın işlemden kaldırılması ve şartlar oluştuğu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, eksik harcın süresi içerisinde ikmal edilmesi halinde ise; davanın terekeye iade istekli açıldığı gözetilmek suretiyle davaya katılmayan mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK. mad. 640 uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Eksik harç miktarı açıkça yazılmadan ve harç yatırılmamasının hukuki sonuçları konusunda usulüne uygun ihtarat yapılmaksızın iki haftalık kesin süre verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mirasbırakanın bütün mirasçılarının davada yer almasının sağlanması, bu sağlanamıyorsa TMK'nun 640.maddesi uyarınca terekeye mümessil tayin ettirilerek mümessil huzuru ile dava görülüp işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Aralarında bağlantı olması nedeniyle davalar birleştirilse dahi, her davanın ayrı olma özelliğini koruduğu gözetilerek birleştirilen dava bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin bir davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği-
Mahkemece davacılar vekiline iştirak halinde mülkiyet hükümleri ile ilgili dava şartını yerine getirmesi konusunda kesin süre verilmiş ise de, buna ilişkin ara kararında kesin süreye uyulmamasının sonuçları açıkça yazılmadığından sadece “sonuçları açıklandı” ifadesi ile yetinilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Miras şirketine Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, böylelikle davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi, daha sonra murisin temlik tarihi itibariyle ehliyetli olup-olmadığının saptanması bakımından varsa murise ait sağlık kurulu raporları, reçeteler vs. istenerek 2659 sayılı Yasa'nın 7. ve 16. maddeleri gereğince Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan rapor alınması, tarafların tüm delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, murisin temlik tarihi itibariyle ehliyetsiz olduğunun saptanması halinde davanın kabulüne, hukuki ehliyete haiz olduğunun saptanması halinde ise diğer iddianın üzerinde durularak hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekeceği-