Davanın, miras ortaklığına temsilci atanmasına ilişkin olduğu- Miras ortaklığında mirasçıların birlikte hareket etmeleri zorunluluğu, işlemleri, kullanım ve idareyi birlikte yapmaları, mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunması veya bu konularda anlaşamamaları halinde miras ortaklığı adına gerekli işlemleri yapmak, dava açmak, açılmış veya açılacak davaları takip etmek üzere Medeni Kanunumuz paylaşmaya kadar miras ortaklığına bir temsilci atanması olanağı sağlandığı(TMK. m.640)- Mirasçılardan biri veya bir kaçının isteği üzerine Hakim mirasın paylaşımına kadar görev yapmak üzere miras ortaklığına bir temsilci atayabileceği-
Miras ortaklığı temsilcisi özel kayyım niteliğinde olduğundan; vasi tayinindeki usul kayyım için de uygulanacak olup, vesayet makamının kayyıma yapılan itirazı reddetmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerektiği- Denetim makamı görevi; Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğundan; Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılan miras ortaklığı temsilcisinin şahsına yönelik itiraza ilişkin davanın görev yönünden reddedilmesi gerektiği-
Davacının ölümü ile terekesinin el birliği mülkiyetine tabi olduğu tartışmasız olduğundan, el birliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumu olduğu -
4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 701. ila 703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da olmadığı - Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne ait olup, başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklık olduğu -El birliği mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortak olduğu, el birliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edildiğinden,Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi gereğince atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği -
Miras şirketine temsilci atanması isteğine ilişkin davada,TMK mad. 640 gereğince, atanan miras şirketi temsilcisi, özel kayyım yetkilerine sahip olup tüm mirasçılar (tereke) adına tasarrufla hareket edeceği, miras şirketine temsilci atanmasına ilişkin karar, tüm mirasçıların hukukunu etkileyeceğinden davaya mirasçıların tamamının katılmalarının sağlanması gerektiği-
Davanın, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin olduğu- Dava konusu ipotekle yükümlü 908 parsel sayılı taşınmaz elbirliği mülkiyeti rejimine tabi olup davacılar da dava konusu taşınmazlarda pay sahibi bulunmadığı- Yargılamanın devam edebilmesi açısından tüm mirasçıların davayı birlikte takip etmeleri, öteki ortakların açılan davaya olur vermeleri ya da miras şirketine temsilci atanması gerektiğinden ayrıca dava ehliyetinin varlığı mahkemece re’sen araştırılması gereken hususlar arasında bulunduğundan davaya katılmayan ortağın oluru alınmaksızın veya TMK'nun 640. maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülebileceği gözardı edilerek çekişmenin esasının incelenip yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Terekeye temsilci atanması isteğine ilişkin açılan davada, terekeye temsilci olarak atanan Z.E.'nün mirası reddettiğini beyan ederek görevi kabul etmemesi nedeniyle terekeye başka birinin temsilci olarak tayini gerektiği-