İktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespitinin büyük önem taşıdığı ve bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği- Kötüniyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı ilkelerinin 8.11.1991 tarih l990/4 esas 1991/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edildiği ve bilimsel görüşlerin aynı doğrultuda geliştiği- Davacının miras payına hasren açtığı davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, toplanan ve toplanacak deliller nazara alınmak ve davalıların iyiniyet savunmaları da incelenmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; anılan hususlar gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesinin doğru olmadığı-

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olup duruşma istemi değerden red ...