Miras ortaklığına temsilci atanması isteğine ilişkin açılan davada, C.Y., M.H.Y.'ın mirasçısı olup murisin vefatıyla, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/51 Esas sayılı dosyasında hem davacı hem davalı olduğundan, mirasçılar arasında menfaat çatışmasının ortaya çıktığı- S.Y., M.H.Y.'ın mirasçısı olmadığı, tapu iptali ve tescil davasında, S.Y. hakkında verilecek hüküm sonucu, terekeye dışarıdan mal dahil olabileceği ve davacıların dava açmakta hukuki yararı olduğundan, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tüm mirasçılar adına tescil isteğine ilişkin açılan davada, TMK. mad. 701 ve 703'te düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı olmayıp mülkiyetin bir bütün olarak ortaklardan tümüne ait olduğu- Uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği(TMK. mad. 702/2)- Davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine TMK. mad. 640 uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Miras ortaklığına temsilci atanması isteğine ilişkin açılan davada, mirasının paylaşılmadığı ve TMK. mad. 640/3 dikkate alındığında işin esasına girilerek olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği-
TMK’nun 640/2.maddesine göre “mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.” İştirak halinde mülkiyet diğer bir deyişle elbirliği mülkiyetin esasında, iştirak halinde mülkiyeti meydana getiren kişilerin hepsinin bir arada hak sahibi olmalarının yer alacağı, bu mülkiyette maliklerin paydaş değil, ortak olduğu- Tüzel kişiliğe sahip olmayan bu ortaklıkta, hakkın süjesi ortaklık olmayıp bir bütün halinde elbirliğiyle hareket etmek zorunda olan ortaklar olduğu (TMK. md. 640/1)- Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu- Davada, iştirak halinde mülkiyetin gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili tahliye talebi ortaklardan sadece biri tarafından dava edildiği, bir ortak tarafından dava açılması nedeniyle mirasçı kendi açtığı bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden davayı bütün mirasçılar ile birlikte yürütmesi gerekeceği, bu durumda mahkemece, mirasçının (davacının) açtığı davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların da davaya katılmasının sağlanması veya TMK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacıya uygun bir süre verilmesi gerekeceği-
Satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazdan pay satın alanın vefat ettiği ve davayı mirasçılarından bir kısmının açtığı ve mirasçılık belgesine göre davacının dava dışı diğer mirasçılarla birlikte elbirliği ortaklığı şeklinde malik olup diğer elbirliği malikleri adına da davanın açıldığı görüldüğünden, taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin isabetiz olduğu-
Takip ehliyetine ilişkin hususların kamu düzenine ilişkin olduğu ve re'sen nazara alınması gerektiği- Alacaklının ölümü nedeni ile mirasçılarını gösteren veraset belgesi sunulması istenerek takibe mirasçılar adına devam için mirasçıların vekaletnamelerini sunmak ve icra dosyasında gereken işlemleri yapmak üzere süre verilmesi; kefalet tarihi itibarı ile TBK'nun 584. maddesinin henüz yürürlükte olmadığından, geçerli bir kefalet bulunduğu da değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Miras ortaklığına temsilci atanması isteğine ilişkin açılan davada, davacı ve davalıların M.K.'ın mirasçıları olduğu anlaşıldığı, davacı, mirasçılar Ş. ve M. K.. aleyhine muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescili istemli dava açtığı ve bu davada M.K.'ın terekesini temsil etmek üzere terekeye mümessil tayinini talep ettiği- Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası mirasçılar arasında görülen bir dava olduğundan terekeye temsilci atanmasına gerek bulunmadığından, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı mevcut olmadığı sebebiyle talebin reddine karar verilmesi gerektiği-
Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğinde ki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği-
Mirasçılık belgesinin iptali ile muayyen mal vasiyet alacaklısı olduğuna dair belge verilmesi isteğine ilişkin açılan davada, mirasçılık belgesine göre .... mirasçıları olarak tespit edildiği anlaşıldığı ancak, .... davada davacı sıfatıyla yer almadığından, bu kişinin davada yer almasının sağlanması gerekirse TMK. mad. 640 gereğince terekeye temsilci atanması daha sonra davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine davalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin açılan davada, yargılama sırasında davacının ölümüyle terekesinin el birliği mülkiyetine tabi olması nedeniyle, davaya tüm mirasçıların katılımı ya da olurlarının sağlanması veyahut davanın tereke temsilcisi huzuruyla yürütülmesi yasal bir zorunluluk olduğu- TMK. mad. 701 ile 703'te düzenlenen mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı olmayıp mülkiyetin bir bütün olarak ortaklardan tümüne ait olduğu- Uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği (TMK. mad. 702/2)- Yargılama sırasında ölen davacının mirasçılarından bir kısmının yapılan tebligata rağmen duruşmalara gelmedikleri, böylece tüm mirasçıların davaya muvafakatinin sağlanamadığından, miras şirketine TMK. mad. 640 uyarınca işlem yapılması, ondan sonra işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken; anılan husus göz ardı edilerek verilen kararın isabetsiz olduğu-