İcra takibine konu senedi ödediklerine dair herhangi bir belge sunulmadığı gerekçesiyle davacıların borca yönelik itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği- Bölge adliye mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden karar verilmesi gerekirken, hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüd uyandıracak şekilde hüküm oluşturulmasının hatalı olduğu ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Yargıtay ......Hukuk Dairesi'nin ilamıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararının hüküm kısmında ......... İli, ............ İlçesi, .............. Mahallesi, ....... ada, .......... parsel,............. nolu bağımsız bölümdeki 30.000.000,00 TL bedelli .......... tarihli ve ........... yevmiye sayılı ipotek limitinin 30.000,00 TL ve 30.000.000,00 TL olarak iki farklı şekilde ve hüküm kısmında 30.000,00 TL olarak yazılması gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluşturduğundan doğru olmadığı- Şikayetçi borçlu tarafından sair şikayet nedenlerinin yanı sıra asıl borçlu şirket hakkında konkordato mühleti verilmiş olduğu ve talep edilen %60 oranındaki faizin fahiş olduğu hususları da ileri sürülmüş olmakla anılan konularda bir inceleme ve değerlendirme yapılmayarak, olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmeyip Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu nedenlerle bozulması gerektiği-
3. kişi ........ Ltd. Şti.'nin, asıl borçlu .............. Tic.Ltd.Şti.'ne, 89/2. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2014 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları ile her iki şirketin 2014 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin (Fatura, Çek, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Ödeme belgeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/2. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıs şirketten kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmakla, bu sebeple ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nun 220/3.maddesi ve HMK'nun 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nun 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerekeceği- Borçlu şirket ......... Ltd.Şti'nin davada taraf sıfatı bulunmamasına rağmen mahkemece gerekçeli karar başlığında borçlunun davalı taraf olarak gösterilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece hükmün "5. paragrafında" vekil ile temsil edilen ve vekalet ücretine hak kazanan tarafın davalı T. İnş. Eml. Tic. Ltd. Şti olmasına rağmen sanık olan H. T. lehine"...Davalı H. T. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden...." şeklinde hüküm kurularak tereddüde yol açılmasının isabetsiz olduğu-
Taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi- Cezai şart- KDV alacağı ve faiz- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmasının isabetsiz olduğu-
Hüküm ve gerekçe çelişkisi yaratılmadan, HMK'nin 297. maddesine uygun biçimde, gerekli unsurları içeren bir karar verilmesi gerektiği-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturduğu- Taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulmasının zorunlu olduğu-
Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılığın tek başına bozma sebebi olduğu-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki dahi tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerektiği-
Kabul edilen katkı payı alacağı ve katılma alacağı miktarı açıkça yazılarak denetime elverişli şekilde karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının, açıkça feragat etmediği sürece zamanaşımı süresi içinde tahsilde tekerrür olmamak üzere takipten önce kesinleşen ilama dayalı eksik kalan faiz alacağını aynı takip dosyasında isteyemeyeceği, ayrı bir takip yaparak talep edebileceği nazara alınarak, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği- Şikayet dilekçesinde şikayetçinin, alacaklılar “............ ve dava arkadaşları” olarak gösterilmesine ve takip alacaklılarının ................. ve diğerleri olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli karar başlığında alacaklı olarak sadece .............’un yazılmasının doğru olmadığı-