Davalıya fazladan yapılan ödeme ve davalı yedinde kaldığı iddia edilen hisse senetlerinin iadesi istemi ile açılan işbu dava genel hükümler çerçevesinde açılmış bir istirdat davası olup, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği-
Noksan dava şartı tamamlandıktan sonra yeniden açılabilir ve davalı bu yeni davaya karşı kesin hüküm (m 303) itirazında bulunamaz. Çünkü ilk karar davanın esası hakkında verilmiş olmayıp, yalnız belli bir dava şartının yokluğuna-
Yabancı mahkeme ilamının posta yoluyla tebliğ edildiği,usulünce kararın kesinleşmediği gerekçesiyle tenfize ilişkin davanın reddine karar verilmişse de,  karar metninden davalı vekilinin Köln'de ikamet ettiği anlaşıldığından, mahkemenin posta yoluyla davalı vekiline yaptığı bir tebligat varsa tebligat geçerli olup diplomatik yolla davalıya tebligat yapılmasının gerekmediği, mahkemece, kararın davalı vekiline tebliğine dair tebligat belgelerini sunması için davacı vekiline süre verilmesi, davacı vekilince bu belgelerin temini mümkün değil ise gerektiğinde adli yardımlaşma yoluyla yabancı mahkemeden karar tebliğine dair belgeler istenerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Yabancı mahkeme ilamının aslı veya onaylı sureti ve onaylı tercümesi ile kararın kesinleştiğini gösteren usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesini sunulmamış olduğundan, davacı vekiline bu hususta, HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca usulünce kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği- HMK. mad. 1114/1-(ı)-(i) uyarınca derdestlik ve kesin hüküm dava şartlarından olması nedeniyle mahkemece resen gözetilmesi gerektiği- 
Yabancı mahkeme kararının tanınması istemi-
Yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemi-
Vasiyetnamenin açılması ile ilgili yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizine-
Yabancı mahkemeler tarafından verilmiş hukuk davalarına ilişkin ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı Kanun'un 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gerektiği- Dava dilekçesinin ve gıyabi kararının tebliğine ilişkin kısmın Türk kamu düzenine aykırı veya davalının savunma hakkını kısıtlar nitelikte olmadığı, “kural olarak” her mahkemenin kendi usul hükümlerini uygulayacağı ve yabancı mahkemenin uyguladığı usulün Türk usul hukukundan farklı olmasının, Türk kamu düzeninin müdahalesi için tek başına yeterli sebep oluşturmayacağı, aynı ilkelerin yabancı mahkemece uygulanan ispat hukuku açısından da geçerli olduğu- Tenfizi istenilen ilamın tercümesinde de bu ilamın bir suretinin davalıya resmi yoldan tebliğ edildiği, kanun yoluna başvurulmaması nedeniyle kararın kesinleştiği bilgisine yer verildiği ve gerekçeli kararın davalı vekili olduğuna ilişkin vekaletname ibraz eden avukat imzasına resmi yoldan tebliğ edildiği anlaşılmakta olup bu husus gerekçeli karar tercümesinde verilen bilgiyi teyit eder mahiyette görüldüğünden, mahkemece yapılan inceleme neticesinde tenfizi istenen karar içeriğinin de açıkça Türk kamu düzenine aykırı olmadığı sonucuna varıldığından, mahkemece bu hususular gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-
MÖHUK'un 54. maddesinde düzenlenen tenfiz şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulünün isabetli olduğu- Hükümde, tenfizine karar verilen ilamın dosya numarasında yer aan  "18" rakamının yazılmamasının mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğu-
11. HD. 27.04.2016 T. E: 3651, K: 4741-
11. HD. 27.04.2016 T. E: 3341, K: 4736-