Tenfiz davalarında harcın, tenfizi istenen mahkeme kararında hükme bağlanan değer üzerinden nisbi olarak alınacağı-
Tenfiz davalarında harcın, tenfizi istenen mahkeme kararındaki alacak miktarının dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı tespitiyle nisbi olarak alınması gerektiği-
Şirket tüzel kişiliklerinin, şubelerin işlemlerinden hukuken sorumlu olduğu, buna göre mahkemece davacının tanıma ve tenfize ilişkin talebinin kabulü gerektiği-
Kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılıp çağrılmadığının, mahkemede temsil edilip edilmediğinin, kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilip verilmediğinin belirlenmesinde lex forinin (tenfizi istenilen kararı veren mahkemenin bulunduğu ülke hukukunun) uygulanacağı-
Tenfizi istenilen yabancı hakem kararı belirli bir alacağın tahsiline yönelik olduğundan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 4. maddesine göre tenfiz davası da nisbi harca tabi olduğundan mahkemece tenfizi istenilen karardaki alacak miktarının dava tarihindeki Türk Lirası karşılığının tespit ettirilip, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32. maddeleri gözetilerek, davacı vekiline bu miktar üzerinden harcın tamamlanması konusunda kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerektiği-
Merci tayininden sonra göreve ilişkin bozma yapılamayacağı-
Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfızine ilişkin davalar kamu düzeniyle doğrudan ilgili olup, re'sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu;. mahkemece, duruşmalı inceleme yapılması, delil toplanması ve ayrıntılı araştırmayı yapılması gerektiğinden, duruşma açılmaksızın hüküm verilmesinin hatalı olduğu-
Kesinleşme şerhi aranmaksızın yabancı mahkemenin tanınmasına ilişkin davanın kabul edilemeyeceği-
"Adalet Bakanlığı aracılığı ile davalı şirkete yapılan karar tebliği üzerine davalı vekili itiraz hakkını kullanmasına rağmen, doğrudan posta yoluyla yapılan tebligat dikkate alınarak davalı şirketin temyiz istemi reddedildiğinden savunma hakkının ihlal edildiği, kesinleşmiş bir karardan bahsedilemeyeceği" gerekçesiyle tenfize ilişkin davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
"Adalet Bakanlığı aracılığı ile davalı şirkete yapılan karar tebliği üzerine davalı vekili itiraz hakkını kullanmasına rağmen, doğrudan posta yoluyla yapılan tebligat dikkate alınarak davalı şirketin temyiz istemi reddedildiğinden savunma hakkının ihlal edildiği, kesinleşmiş bir karardan bahsedilemeyeceği" gerekçesiyle tenfize ilişkin davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-