Kısmi alacak davası olarak açılan davada ıslah dilekçesine karşı kanuni süresinde zamanaşımı def'i ileri sürüldüğünden ıslaha karşı ileri sürülen bu def'i dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği-
Zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesinin mümkün olmadığı- Kısmi dava da ıslah dilekçesine karşı davalı tarafın süresi içinde zamanaşımı defi ileri sürebileceği-
Kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olmasının saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmeyeceği; zamanaşımının alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesileceği-
"Fazlaya dair haklar saklı tutularak, şimdilik ...TL’nin davalıdan" tahsili istenmiş olup davanın açıkça belirsiz alacak davası olduğunun belirtilmediği, yargılama devamında ise alınan bilirkişi raporu üzerine, dava değerinin ıslah edildiği anlaşıldığından, davanın bu hali ile kısmi dava olduğunun tartışmasız olduğu- Kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olmasının, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmeyeceği, zamanaşımının, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesileceği- Taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde Yargıtayın temyiz eden tarafın yararına olarak verdiği bozma kararına uyan yerel mahkemenin artık, temyiz eden tarafın önceki bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremeyeceği-
Dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren ancak sonra yürürlükten kaldırılan HMK'nın 109/2. maddesinde talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olması hâlinde kısmi dava açılamayacağı düzenlenmişse de, davanın açıldığı tarihte 1086 sayılı HUMK hükümleri yürürlükte olduğundan ve HUMK hükümleri uyarınca da fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açılması mümkün olduğundan, somut olayda kısmi dava açılması yönünde tamamlanmış bir işlem bulunduğu ve belirsiz alacak davasına ilişkin HMK'nın 107/1. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı- Islah hakkının tahkikat bitene kadar kullanılması gerekmekte olup, bozma kararı sonrası ıslah yapılmasının mümkün olmadığı- Davacı vekili karar duruşmasında açıkça fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak talebiyle bağlı kalınarak 10.000TL tazminat miktarı üzerinden karar verilmesini talep ettiğinden, mahkemece de bu taleple bağlı kalınarak hüküm kurulduğundan, direnmenin uygun olduğu-
Haksız fiile dayalı olarak açılan alacak davasında; alacak miktarı davadan önce delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporunda belirlendiğinden, davacının belirsiz alacak davası açmasının hatalı olduğu- Dava dilekçesinde belirtilen alacak miktarı dikkate alınarak bu miktar yönünden mahkemece alacak miktarını netleştirmesi ve bildireceği dava değerine göre eksik harcı tamamlaması için davacıya bir haftalık kesin süre verilmesi (HMK. 119/2) ve duruma göre davaya kısmi dava olarak devam edilmesi gerektiği, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- "Şartları oluşmadan belirsiz alacak davası şeklinde açılan davanın, dava şartı noksanlığı nedeniyle mahkemece usulden reddedilmesi gerektiği" görüşünün kabul edilmediği-
Bayilik sözleşmesinin süresinden önce feshi nedeniyle cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağı- Kısmi eda istemli davalarda, mahkemece eda istemi yönünden davanın tam kabulüne karar verilmiş olsa bile, mahkeme kararının gerekçesinde davacının talep etmekte haklı olduğu alacak miktarlarının tamamı tespit edildiğinden, bu tespit hükmü taraflar açısından maddi anlamda kesin hüküm oluşturacağı- Mahkemelerin karar gerekçesinde alacak miktarlarını külli olarak tespit ettiği durumlarda, tarafların tespit hükmü için kararı gerekçe ya da miktar yönünden istinaf ve temyiz kanun yollarına götürmekte hukuki yararları bulunduğu-
Belirsiz alacak davasının "dava şartı" yokluğundan reddedilmesi nedeniyle açılan davada mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmesi-
Davacıya ait uçağın uçamamasından kaynaklı zarar, davacı tarafından verilen belgelere göre bilirkişiler tarafından hesaplanarak rapor verilmiş olduğundan ve uçaktan alındığı belirlenen parçaların bedellerinin tespiti de davalı tarafından verilecek belgelere bağlı olmadığı gibi kolayca tespit edilebilecek nitelikte olduğundan, davacının davasının "belirsiz alacak davası" olarak değil, "kısmi dava" olarak nitelendirilmesi gerektiği- Davacının davası kısmi dava olarak kabul edilip, davasını haksız fiil sebebine dayandırdığı olgusundan hareket edilerek, davalı eyleminin haksız fiil olmakla birlikte suç teşkil edip etmediğinin belirlenmesi ve ıslah tarihi itibariyle, ıslah edilen miktara uygulanacak zamanaşımı süresi gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerektiği-