HMK. mad. 109/2 hükmüne göre kısmi dava açılması yasaklanmış iken bu maddenin 01.04.2015 tarih ve 6644 sayılı kanunla ilga edilmiş olup artık kısmi dava açma yasağının kalktığı- Usul hükümlerinin yayımlandığı anda yürürlüğe girdiği- Her ne kadar karar verildiğinde anılan usul hükmü yürürlükte ise de, henüz derdest olan eldeki davada da uygulanmasının dairenin yerleşmiş uygulaması olduğu-
Menfi tespit davalarında kısmi dava açılamayacağı; mahkemece dava konusu bono bedeli üzerinden harcın tamamlattırılması gerekirken yatırılan eksik harç üzerinden yargılamaya devam edilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu tartışmasız ve açıkça belirgin olduğundan kısmi dava açılamayacağı yönünde verilen hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasa ile 6100 sayılı HMK'nun 109/2. maddesi hükmü yürürlükten kaldırılmış olup, usul hükümleri, aksine bir düzenleme bulunmadıkça görülmekte olan davalara da uygulanacağından ve bu durumda kısmi dava açılabilmesine olanak sağlanmış olduğundan davanın esasına girilerek delillerin eksiksiz olarak toplanıp sonuca gidilmesi gerektiği-
Dosya kapsamından, davacının endüstriyel üretim yaptığı, atığının endüstriyel atık olduğu anlaşıldığı gibi, taraflar arasında düzenlenen, imzası inkâr edilmeyen bila tarihli “Taahhütname” başlıklı belge içeriğine göre, davacının davalıya borçlu olduğu ve yaptığı ödemelerin istirdadını gerektirir bir durum bulunmadığı nazara alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Belirsiz alacak davalarında ıslah müessesesi bulunmadığı- Belirsiz alacak davalarında sadece harcın yatırılması gerekli ve yeterli olduğu- Davacı tarafın davayı ıslah ederek iradesini kısmi dava olarak göstermiş olduğu-
Davacının kısmi dava açabilmesi için, bu davayı açmada korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerektiği- Elektrik faturasına istinaden kıyaslama yoluyla belirlenen tüketim miktarının doğru olmadığını ileri sürülerek açılan menfi tespit davasının kısmi dava şeklinde açılabileceği-
Zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık, “gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişikliklerin söz konusu olacağı ve bu durumda, zararın kapsamını belirleyecek hususun gelişmekte olan bu durum olduğu ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağından zamanaşımı süresinin bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacağı- İş kazası nedeniyle açılan tazminat davasında, gelişen bir durumun ya da müstakbel (gerçekleşecek-gelecek) bir zararın söz konusu olmadığı anlaşıldığından, dava konusu iş kazasının gerçekleştiği tarihten itibaren zamanaşımı süresinin hesaplanması ve davacı vekilinin ıslah dilekçesiyle talep etiği tazminat miktarları yönünden zamanaşımı gerçekleştiğinden bu talepleri yönünden reddine karar verilmesi gerektiği-
HMK'nın 109/3 maddesi uyarınca kısmi dava açılması halinde, açıkça feragat edilmiş olmadıkça geri kalan kısmının dava edilebileceğine göre talep edilen bedelin tamamının kabul edilmesi gerekeceği-
Kısmi davada, zamanaşımının, yalnızca dava edilen kısım yönünden kesileceği-
Davacı vekili dava dilekçesinin sonuç kısmında talep ettiği her alacak için bir miktar yazdıktan sonra parantez içinde “belirsiz” ibaresini kullanarak işçilik alacaklarının tahsilini talep etmişt olup, yargılama sırasındaki alacak miktarının artırılması talepli dilekçesinde ise “belirsiz alacak davasındaki” taleplerini artırdığını belirterek davasının belirsiz alacak davası olduğunu açıkça beyan ettiği halde, davanın kısmi dava kabul edilemeyeceği-