Mülga 1086 sayılı HUMK döneminde açılan ve basit yargılama usulüne tabi olan ancak ilk kez 6100 sayılı HMK döneminde takipsiz bırakılan davanın ikinci defa takip edilmemesi sebebiyle HMK'nın 320/son maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfızine ilişkin davalar kamu düzeniyle doğrudan ilgili olup, re'sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu;. mahkemece, duruşmalı inceleme yapılması, delil toplanması ve ayrıntılı araştırmayı yapılması gerektiğinden, duruşma açılmaksızın hüküm verilmesinin hatalı olduğu-
Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfızine ilişkin davalar, basit yargılama usulüne tabidir olduğu ve basit yargılama usulüne tabi davalarda, mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği- Basit yargılama usulüne tabi bir işin duruşmasız incelenebilmesinin evvela kanunen mümkün olması gerektiği- Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine ilişkin davalar kamu düzeniyle doğrudan ilgili olup, re'sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu-
Mülga 1086 sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu dönemde davanın bir kez işlemden kaldırılıp yenilenmesinden sonra, HMK zamanında da işlemden kaldırılması halinde, önceki yasa zamanında yapılmış işlem gözetilerek HMK uygulanarak bir sonuca ulaşılması usule uygun olmayacağı gibi, varılacak sonucun hukuki güvenlik hakkına da aykırı olacağı-
Eldeki davanın basit yargılama usulüne tabi olup davacı tarafından davanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davanın tapu kaydında isim düzeltilmesi niteliğinde bulunduğundan ve bu tür davalarda mülkiyet nakline sebebiyet verilmemesi ve doğru sicil oluşturma ilkelerinin gözetilmesi gerektiğinden HMK hükümleri gereğince, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra, ilk olarak dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi; bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar vermek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, HMK'nin 320. ve devamı maddelerine göre ön inceleme duruşmasında yapılması gereken usul işlemleri tamamlandıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi ve bu aşamada iddianın esasının irdelenmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekli araştırma yapılarak, tanıkların dinlenmesiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi borçlu vekilinin mahkemece mazeretlerin değerlendirilerek kabul edilmediği, ön inceleme aşamasının tamamlanmasının ardından tahkikat duruşmasına geçildiği ve İİK. 134/2'de yer alan 'taraflar gelmeseler bile icap eden karar verir' hükmüne istinaden işin esası incelenerek şikayetin reddine karar verildiği anlaşıldığından, usul ve yasaya uygun icra mahkemesi kararının onanması gerektiği-
İtiraz üzerine her iki taraf gelmese dahi evrak üzerinden inceleme yaparak karar verilmesi gerekirken, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin yanlış olduğu-
Mazeret dilekçesinde aynı gün ve saatte başka bir dosyada keşfinin olduğunu beyan eden ve temyiz dilekçesi ekinde de keşif zaptını sunarak durumu belgelediği anlaşılan vekilin mazeretinin kabulü gerekirken hak kaybına yol açacak şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Tasfiye edilen şirketin ihyası ve yeniden ticaret siciline tescili istemine ilişkin davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğu-