Tüketici mahkemelerinde “basit yargılama usulü”nün uygulanacağı- Mahkemece, tensip zaptı düzenlenerek, taraflara delillerini bildirmeleri yönünde ara kararı alındığı ve davanın taraflarına anılan bu tutanağın tebliğ edildiği, yine davalı bankadan kredi sözleşmesi ve eklerinin istenilerek dosyaya getirtildiği, bunun üzerine dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bu inceleme sonucu alınan rapor davanın taraflarına tebliğ edildiği, davalı bankanın açılan davaya bir cevap vermediği gibi tebliğ edilen bilirkişi raporuna da bir itirazda bulunmadığı, tüm bu aşamalardan sonra taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden nihai kararın verildiği, mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, taraflar duruşmaya davet edilmeksizin hüküm kurulduğu, dosyanın incelenmesinde mahkemenin taraflarca bildirilen delillerle yetinmeksizin re'sen incelemeye girişerek delil topladığı ve değerlendirdiği, diğer bir ifade ile tahkikat aşamasına ilişkin işlemler yaptığı anlaşılmış olup,  mahkemece, re'sen delil toplanmakla, dosyada mevcut delillerin karar verilmesine yeterli görülmediğinin kabulü zorunlu olduğundan, yani, dosya üzerinden karar verilebilmesi “mümkün olan haller” bulunmadığından (HMK. mad. 320/1), tüketici kredisi sözleşmesi kapsamında haksız olarak tahsil edilen masrafların iadesi istemine ilişkin davada, davalıya hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan, taraflar duruşmaya davet edilmeksizin karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Sözleşmenin iptali ve tahliye-
Davanın 14.04.2011 tarihinde 1086 sayılı HUMK'nın 409.maddesi gereğince bir kez müracaata bırakıldığı, yeni yasa zamanında ise 01.11.2011 tarihinde ikinci kez müracaata bırakıldığı ve mahkemece dava dosyasının iki defa takipsiz bırakılması nedeniyle HMK'nın 320 /son maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilse de, yeni HMK'nun 448. maddesi anlamında tamamlanmış bir işlemden bahsedilemeyeceğinden, 1086 sayılı HUMK'un 409. maddesi gereğince işlem yapılarak sonuca gidileceği-
Tarafların hak arama özgürlüğü kapsamında iddia, savunma, usulüne uygun şekilde bilgilendirilme ve açıklama yapma hakkı ihlal edilerek gösterilen deliller toplanmaksızın ve tanıklar dinlenmeksizin karar verilmesi yanında ön inceleme tutanağı usulüne uygun olarak yapılmaksızın yazılı şekilde ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Son celsede davacı vekilinin gönderdiği mazeret dilekçesinin Baro Temsilciliği tarafından sehven başka mahkemeye iletildiği ve duruşma saatinin geçmesinden sonra asıl mahkemeye intikal ettiği, mahkemece dava dosyasının daha öncesinde de işlemden kaldırıldığı gerekçe gösterilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, anlaşılmakla davacı vekilinin geçerli bir özrü bulunmasına karşın davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde, HMK.daki hükümlerin açıkça bir yollama yapmadıkça İİK.da uygulanmayacağı, bu nedenlerle yargılamanın duruşma açılmak suretiyle yapılması gerekeceği-
Mahkemece dava ön inceleme duruşmasında, HMK'nun 320. maddesinde belirtilen işlemler yerine getirilip ön inceleme tutanağı imzalanmadan davalı vekilinin gelmemesi, davacı vekilinin de davayı takip etmemesi nedeniyle işlemden kaldırılıp, yasal süre geçtikten sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden, tarife uyarınca davalı yararına ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarı geçmemek üzere tarifede yazılı ücretin yarısının hüküm altına alınması gerektiği
Davalı kooperatif ile davacı arasındaki davanın yazılı yargılama usulüne tabi bir dava olduğu- Her bir davalı yönünden farklı yargılama usullerinin uygulanmasının gerekli olduğu hallerde tefrik kararı verilerek davalılar hakkındaki davaların ayrı ayrı görülmesi gerektiği- Hakkında basit yargılama usulünün uygulanması mümkün bulunmayan kooperatif hakkında da basit yargılama usulü uygulanarak HMK. mad. 320/4 uyarınca davanın açılmamış sayılma kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK.nın 269/d maddesinin uygulanması gereken maddeler arasında gösterdiği 70.maddesine göre, 18.maddede düzenlenen, aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder hükmü ilamsız tahliye takibinde uygulanmaması, icra mahkemesinin duruşma yapması gerekeceği-
Tarım Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkin davada, Kurumca kabul edilen ve geçerlilik tanınan sigortalılık süresinin davacının talebine konu süre olup olmadığı, davacının talebine konu sürelerde tarımsal faaliyetinin kesintisiz olarak devam edip etmediği, sigorta primlerinin 6111 sayılı Kanun uyarınca yapılandırma ile ödenip ödenmediği, aylığın talep tarihi itibariyle başlatılıp başlatılmadığı araştırılmadan evrak üzerinden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı oluğu-