Kıdem tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, izin ücreti, fazla mesai ücreti ile ilave tediye ücret alacaklarının ödetilmesine-
Davacının davalı işyerinde işletme müdürü olarak çalıştığı iddia edilmesine rağmen dosyada buna ilişkin somut veri bulunmadığı, davacının işetme de müdür olarak çalışıp çalışmadığı öncelikle belirlenmeli, müdürlüğünün tescil edilerek Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilip edilmediği tespit edilmesi gerektiği- Davacı ile davalı arasındaki SGK ilişkileri araştırılmalı, davacının iddia ettiği dönemde başka kuruma bağlı çalışması olup olmadığı da açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya konulması gerekeceği, gelen cevabi yazılarla birlikte tüm deliller yeniden bir değerlendirilmeye tabi tutularak, davacı ile davalı arasında 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında bir işçi- işveren ilişkisi olup olmadığı tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kıdem ve ihbar tazminatı, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, yol ve yemek yardımı alacağı, fazla çalışma ücreti, izin ücreti ile ilave tediye alacaklarının ödetilmesine-
Yıllık izin, tatil ücreti, ilave tediye, ikramiye alacağı ile eşit davranmama tazminatı alacaklarının ödetilmesine-
İlave tediye alacağın ödetilmesine-
Kıdem tazminatı, izin ve ilave tediye alacaklarının ödetilmesine-
Kıdem tazminatı, izin ücreti, genel tatil, ilave tediye alacaklarının ödetilmesine-
Yönetim kurulu üyeleri ile şirket arasında bir hizmet akdi bulunmadığından, şirket genel müdürü iken yönetim kurulu üyeliğine seçilen kişinin hizmet akdinin son bulduğunun kabulü gerektiği- Davalının sorumluluğunun sözleşmeye dayalı olması nedeniyle hakkında açılacak alacak davası BK’nun 125’inci (TBK m.146) maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu- Davacı şirket bir tüzel kişi olması nedeniyle, davalıların hukuka aykırı fiillerini tespit eden müfettiş raporunun, dava açmaya yetkili genel müdüre sunulma anı zararın ve failin öğrenilmesi anı olup, zamanaşımı bu tarihten itibaren başlatılması gerektiği-
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin hükümleri incelendiğinde hizmet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmadığından, davaya bakma görevinin iş mahkemesine ait olmadığı-
Taraflar arasındaki ihtilafın hizmet sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle bu tür davalara iş mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu-