Üst işveren olan davacının tazminat ve ücret alacaklısı işçiye karşı sorumluluğunun 1475 s. Kanun'un 1/son maddesinde belirtilen işçinin alacağının garanti altına alınması için getirilmiş olan ödeme yükümlülüğünden kaynaklandığı, bu alacağın esas sorumlusunun sözleşme kapsamına göre alt işveren olan davalı şirkete ait olduğu, işçinin bu hukuksal koruma ile alt işverenin ödemekten kaçındığı işçilik haklarını asıl işverenden talep etmiş ve davacı şirketin icra dosyasına ödemek zorunda kaldığı 18.813,95 TL'den işçinin davalı alt işveren yanında çalıştığı süreyle sınırlı olmak üzere davalının sorumluluğunun bulunduğu-
Taraflar arasındaki ilişkisinin iş ilişkisi dışında diğer iş görme edimi barındıran özel sözleşmeler (vekalet, eser, ortaklık gibi) olması durumunda, iş akdinden ya da İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından kaynaklanan uyuşmazlıkların genel hukuk mahkemelerinde çözülüp görev konusunun usulü müktesep hakkın istisnalarından olduğu-
22. HD. 06.03.2017 T. E: 2005, K: 4534-
"Davacının serbest avukat olarak ayrı ve bağımsız bir bürosunun bulunduğu, kendisine verilen iş ve işlemleri aldıktan sonra, kendi belirlediği iş organizasyonu ve çalışma programı içerisinde, işverenin çalışma dönemi, mesai ve iş konusunda herhangi bir talimatı olmadan takip edip sonuçlandırdığı, sadece iş sahibi davalıya yapılan iş ve işlemlere ilişkin olarak bilgi ve raporlar verdiği" durumunun iş sahibi davalıya bağımlı iş görme olarak değerlendirilemeyeceği; ayrıca, taraflar arasında yapılan sözleşmelerde davacının başka iş almasını yasaklayan hüküm bulunmaması ve davalı şirketin kendi bünyesinde çalıştırdığı sigortalı avukatlarının da bulunması dikkate alındığında, taraflar arasındaki hukuki ilişkide iş sözleşmesinin belirleyici unsuru olan hukuki ve kişisel bağımlılığın varlığından söz edilemeyeceği; davacı ile davalı arasındaki ilişkinin vekalet ilişkisine dayandığı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu-
Davacıların desteğinin davalı şirketin çalışanı olduğu, iş için yapılan yolculuk sırasında meydana gelen kazada hayatını kaybettiği bilindiğinden trafik-iş kazasından kaynaklanan tazminat, destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın iş mahkemesinde görülmesi gerektiği, davacılar desteği ile diğer davalılar arasında aynı ilişki bulunmamasının görevi etkilemeyeceği-
Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiye sözleşme süresi içinde fakat raporlu olduğu dönemde çekilen belirli süreli iş sözleşmesinin sürenin bitiminde sona ereceği ve iş sözleşmesinin yenilenmeyeceği yönündeki ihtarnamenin rapor bitiminden itibaren hüküm ifade edeceği, bu durumda iş sözleşmesinin yenilendiği kabul edilerek bakiye süre ücretinin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 325. maddesine göre yapılacak indirimle hüküm altına alınması gerekeceği-
Haksız fiil iddiası ile trafik kazası sebebiyle uğranılan maddi manevi zararın tazminine karşı açılan davada uyuşmazlığın İş Kanunundan kaynaklanmadığı ve davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Davalı şirket ile akdetmiş olduğu “Tanıtım ve Satış Temsilciliği Sözleşmesi” uyarınca temsil yetkisine dayanarak cilt bakım ürünlerinin satışına aracılık eden davacının "hizmet tespiti" davasında, taraflar arasındaki hukuki ilişkide iş sözleşmesini karakterize edici bağımlılık unsurunun mevcut olmadığı; sözleşme konusu ticari faaliyetin risklerinin de davacıya ait olduğu, özellikle sözleşme konusu işte "faaliyetin yapılması yetkisinin" pazarlama ağına giren kişilere bırakılarak şirketin bu hususta -bizzat satış yetkisi ile toptancı, perakendeci gibi başkaca aracılara işin verilmesi- yetkisi dahi kaldırılmış olduğundan taraflar arasındaki hukuki ilişkinin iş sözleşmesine dayanmadığı ve satıcılık sözleşmesi kaynaklı olduğu-
Yabancı bayraklı gemi çalışanının hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, hizmetin ifa edildiği geminin yabancı bayraklı olması nedeniyle uyuşmazlık, Türk bayraklı gemilerde bir hizmet akdi ile yapılan çalışmaları düzenleyen 854 sayılı D. İş Kanunu'nun 1. maddesi kapsamı dışında kalıp, taraflar arasındaki temel ilişkinin hizmet akdinden kaynaklanıp, uygulanacak hükümlerin de hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler olduğu, uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen hususlardan da doğmadığı ve davacının alacaklarının BK hükümlerine göre tespiti gerektiği gözönüne alındığında davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiği-
Davacı, bahçıvan olarak 657 s. Kanunun 4/C maddesi kapsamında çalıştığından, taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukundan kaynaklandığı ve 4857 s. Kanun kapsamına giren bir iş sözleşmesi bulunmadığından, davanın görülmesinde idari yargının görevli olduğu-