Borçlu vekilinin, tebligata ıttıla üzerine, tebliğ işleminin usulsüzlüğünü şikayet etmekle kalmadığı, icra müdürlüğüne başvurarak seçilen takip şekline göre yasal süre içinde ve doğru mercie borca itirazlarını da bildirdiği, bu durumda, Özel Daire bozma kararında da değinildiği üzere, mahkemece 7201 sayılı Kanun’un 32. maddesine göre işlem yapılmasının, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünü dolayısıyla borçlu vekilinin ıttıla tarihi olarak beyan ettiği tarihi, ödeme emrinin tebliğ tarihi olduğunun vurgulanmasının ve böylece borca itirazın süresinde olduğu sonucuna varılmasının gerektiği, bu itibarla, mahkemece açıklanan şekil ve kapsamda bir uygulama yapılmadan, 7201 sayılı Kanun’un 18. maddesine yanlış anlam verilerek, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebligatının, geçerli sayılması ve olayda tatbik yeri bulunmayan İİK.nun 65. maddesindeki gecikmiş itirazın, süresinde olmadığından bahisle istemin reddi yönüne gidilmesinin doğru olmadığı-

Taraflar arasındaki "itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Ankara ikinci İcra Hakimliği)nce itirazın reddine dair verilen 22.2.1990 gün ve 1336-172 sayılı kararın incelenmesi davacı (borçlu) vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yarg ...