Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davda, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılaması yapılan darbe iddiaları ile ilgili ve kamuoyunda "Balyoz" davası olarak bilinen davanın, soruşturma ve dava evrelerinde gerçekleşen tahliye ve tutuklamalar ile ilgili haber verildiği ve yorumlar yapıldığı, yazı konusunun güncel olduğu, bu konuya toplumsal ilgi ve bu konularda toplumun aydınlatılmasında kamu yararı bulunduğu, demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte, basın özgürlüğüne getirilmesi gereken bir sınırlamanın da gerekli olmadığı, davacının kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığı-
Borçlu ile yaptığı bir tasarruf olmadığından hakkında açılan tasarrufun iptali davası reddedilen kişinin araçlarına ve gayrimenkullerine uzun süreli olarak haciz konulduğu anlaşıldığından, haksız hacze maruz kalan bu kişi lehine 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- "Alacağının gerçek bir alacak olduğunu" ispat edemeyen davacı aleyhine, uyguladığı haksız haciz nedeniyle mahkemece manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlığın, somut olayda davalı tarafından şikâyet hakkının yasal sınırlar içerisinde kullanılıp kullanılmadığı, davalının eylemlerinin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre davalının maddi ve manevi tazminatla sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplandığı-
Davacı siyasi bir kişilik olup siyasi faaliyetlere ilişkin ağır ve sert eleştirilere katlanması gerekmekle birlikte dava konusu köşe yazısında kullanılan ifadeler ve genel olarak yazının tümünün davacının siyasi faaliyetlerine ilişkin olmayıp şahsına yönelik değerlendirmeler içerdiği - Köşe yazısındaki "Çılgın Koca dehşet saçtı" başlığının haber içeriği ile uyumlu olmadığı, böylelikle öz ile biçim arasındaki dengenin bozulduğu - Davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve bu nedenle davacı yararına uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
a- Davacı ile evlilik birliği devam ederken, davalı le birlikte olan davalı aleyhine boşanma davasında, boşanma kararının özetlenen içeriğine göre eldeki davaya konu edilen eylem nedeniyle tazminata hükmedilmesi karşısında aynı eylem nedeniyle yeniden manevi tazminata hükmedilmesinin mümkün olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davalı yönünden manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği- b- Evlilik birliği devam ederken, davacının eşi ile evli olduğunu bilerek birlikte olan davalının bu eylemi nedeniyle davacının manevi tazminat isteminde bulunup bulunamayacağı-
Uyuşmazlığın davacının boşanma aşamasında olduğu eşinin avukatı olan davalının davacı için kullandığı ve davaya dayanak yapılan sözlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Dosya kapsamından; davaya konu haber sebebiyle ............... Ceza Mahkemesi’nin ............ esas sayılı dosyası ile hakaret suçundan ceza yargılaması yapılarak sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verildiğinin, istinaf kanun yolundan geçmek suretiyle kesinleşmiş olduğunun anlaşıldığı, şu halde; mahkemece davaya konu haber içeriğinin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilerek kişilik haklarına saldırı teşkil eden eylem olmadığı ve fakat ceza mahkemesince maddi vakıa tespiti ile hukuk hakiminin de bağlı olacağı dikkate alınarak olayın gerçekleşme biçimi, davalıların konumu ve ilgili ilkeler göz önüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu-
Mahkemece, Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair 195 sayılı Kanun ve Genel Kurul kararına göre şekli bir inceleme yapılarak davacının Basın İlan Kurumu kararına yaptığı itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yanılgılı şekilde davacının itirazının kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına temyiz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu “Başbakan’ın Makam Aracındaki Suçlu Oğul!" başlıklı yazı içeriğinden, davacının fotoğrafı da kullanılmak suretiyle yer alan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eder mahiyette olduğu, basın özgürlüğü ve eleştirel kapsamda değerlendirilemeyeceği, suç isnadı ve kesin yargı içeren ifadelerle basın özgürlüğü ve eleştiri sınırlarının aşıldığı, öz ile biçim arasındaki dengenin bozulduğu, dolayısıyla davacının kişilik haklarına saldırı gerçekleştiği anlaşıldığından, kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı yararına uygun bir miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun düşmediği-
Bankacılık faaliyetleri ile iştigal eden davacı .................. Bankası Anonim Şirketi hakkında sarf edilen "aslında ilk el konulması gereken banka, o da neyse inşallah bizim iktidarımızda nasip olur bize!" şeklindeki söz ve ifadeler bütün halinde değerlendirildiğinde; kullanılan ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, yayın tarihi itibariyle toplumsal ilginin bulunduğu bir konuda değerlendirmeler yapıldığı anlaşıldığından davanın tümden reddi gerekeceği-
