Davalı borçlu vekili temyiz dilekçesinde kiralayanın kiralananı başkasına sattığını, taşınmazda mülkiyet hakkının kalmadığını, yeni malikle yeni bir kira sözleşmesi yapıldığını ileri sürmüş olmakla, dosyada yer alan tapu kayıtlarına göre kiralanan bağımsız bölümlerin davacı kiralayan adına kayıtlı iken Bölge Adliye Mahkemesi yargılaması sırasında ............ tarihinde satış işlemine konu edildiği ve bağımsız bölümlerin kiralayanın pasif kayıtları arasında yer aldığı görülmekte olup taşınmazın satılması halinde kiralananı devreden kişinin kiralayan veya malik sıfatının ortadan kalkacağı, o halde mahkemece takyidatlı tapu kayıtları getirtilerek taşınmazların satıldığının anlaşılması halinde dava tarihinden sonra kiralananı devreden kiralayanın davacı sıfatı kalmadığından tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra müdürlüğünden gönderilecek bir muhtıra ile kamulaştırılan taşınmazın tahliyesi mümkün iken, icra emri gönderilmek suretiyle takip yapılması doğru olmayıp, tahliye ve teslim kamulaştırmanın doğal sonucu olduğundan tahliyenin gerçekleştirilmesinin takip yapılmasına bağlı olmadığı, o halde İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile tahliye emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirkete tebliğ edilen örnek 13 numaralı tahliye ihtarlı ödeme emrinde otuz günlük yasal ödeme süresi verildiği, ödeme emrinin kiracı borçlu şirkete 23.03.2021 tarihinde tebliğ edildiğinin, davacı alacaklı vekili tarafından tahliye istemli davanın, İİK'nın 269/1. maddesi uyarınca, yasal 30 günlük süre beklenmeden 05.04.2021 tarihinde açıldığının görüldüğü, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi dolmadan borçlunun temerrüde düştüğünden söz edilemeyeceği, bu durum, kanunun açık hükmüne aykırı olup mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği, o halde ödeme süresi dolmadan açılan davada tahliye kararı verilemeyeceğinden tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
12. HD. 10.10.2023 T. E: 6478, K: 5860
Borçlu icra dairesine yaptığı itirazda sözleşmeye itiraz etmemiş olup kira borçları, alacaklıya götürülecek borçlardan olduğundan, alacaklının, kira alacağı için ikamet ettiği yerdeki icra dairesinde takip yapabileceği-
İcra takip dosyasında borçlulardan ....... ve ...........’e ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, İİK.'nun 62. maddesindeki borçlulara verilen sürelerin işlemeyeceği, borçlulara usulüne uygun olarak tahliye ihtarlı ödeme emri tebliğ edilmeden ödeme ve itiraz süreleri de işlemeye başlamayacak olup, borçluların itiraz hakkı doğmayacağından, haricen öğrenmeye dayalı itirazın da yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmayacağı, alacaklı bu aşamada icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceği gibi, bir bütün olan kira sözleşmesi, kiralanan yerin niteliği ve tahliye isteminin bölünemez borç olması nedeniyle tahliye talebi de bölünemeyeceğinden, alacaklının kiracı olan tüm borçlular yönünden tahliyeyi de isteyemeyeceğinin kabulü gerekeceği, o halde İlk Derece Mahkemesince, alacaklının itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından kiracı borçlular aleyhine başlatılan haciz ve tahliye talepli ilâmsız icra takibinde, ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edilemeden borçlu şirket tarafından öğrenilmesi üzerine vekil aracılığıyla takibe itiraz edilmesi durumunda, borçlu şirkete ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden ödeme ve itiraz sürelerinin işleyip işlemeyeceği ve bu durumda alacaklının tahliye istemi ile birlikte itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği- "Borçlu şirketin, hakkında yapılan icra takibini haricen öğrenip vekili vasıtasıyla süresinde takibe itiraz ettiği, haricen öğrenme ile yapılan itiraza hukuki sonuç bağlanması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İlamsız tahliye takibinin kiraya verenlerin tümü tarafından birlikte yapılması gerekeceği, burada kiraya verenler arasında zorunlu dava arkadaşlığının olduğu, çünkü kiraya verilenin tahliyesinin bölünemez bir borç olduğu, ancak kabul edilen kira sözleşmesi ile kiraya verenlerden biri veya bazıları için tahliye takibi açabilme yetkisi kabul edilmiş ise o kişi veya kişilerin takip yapabileceği, tahliyenin ön koşulu olan ve takiple gönderilen, ihtarlı ödeme emri tebliğinden sonra ihtar göndermeyen kiralayanın takibe davaya muvafakati ile de bu eksikliğin tamamlanamayacağı, kira borcu ise bölünebilir bir borç olup, alacaklı ve borçlular arasında yasadan veya sözleşmeden doğan bir teselsül yoksa, alacaklılardan her birinin kendi payı ile sınırlı olarak ifa isteyebilir ve ifayı kabul edebileceği, aynı şekilde borçlulardan her birinin de borçtan, kendi payına düşen kısmı ifa ile kurtulacağı-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacaklı tarafından takipte tahsili talep edilmeyen 2020 yılı Ocak, Şubat ve Mart aylarına ilişkin kira bedelleri ile takip tarihi itibariyle muaccel olmayan 2020 yılı Ekim ayı kira bedelinin de hesaplamaya dahil edildiği, borçlunun bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde yeniden bilirkişi raporu aldırılması talebinde bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece alacaklı tarafından takipte tahsili talep edilen aylara ilişkin kira bedellerinin hesaplama dahil edilebileceği ve muaccel olmayan aya ilişkin kira bedelinin talep edilemeyeceği hususları dikkate alınarak değerlendirme yapılmak üzere ek bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünce "tahliye talebi" içermeyen takip talebine dayalı olarak örnek 13 ödeme emri gönderilemeyeceği, gönderilse bile alacaklının, böyle bir ödeme emrine dayanarak taşınmazın tahliyesini isteyemeyeceği- Davalı borçlu kiracının ödeme olgusunu ispat edemediği, uyarlama davasının, icra hukuk mahkemesindeki itirazın kaldırılması davasında bekletici mesele yapılması savunmasının, tahsil talebine konu edilen kira dönemi ve icra hukuk mahkemesinin özel yargılama usulü dikkate alındığında yerinde olmadığı-