Adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takipte itirazın kaldırılması ve tahliyeye ilişkin davada, borçlunun itirazında kiralananın alkollü restorant işletmesi olduğunu, Covid-19 ile mücadele tedbirleri kapsamında 1 yılı aşkın süredir kısmi aralıklarla kapalı olduğunu belirterek asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği ancak itirazını İİK'nın 269 vd. belgelerle ispatlayamadığından itirazın kaldırılması ve takibin devamına karar verildiği- Alacaklı vekilinin işlemiş faiz hesabında icramatik programı hatası nedeniyle sehven oluştuğu gerekçesi ile iş bu davanın feragat edilen miktara göre borçlu yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Borçlu takibe konu edilen borcu yasal 30 günlük süre içerisinde ödediğini İİK'nın 269/c maddesi gereğince noterlikçe resen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat edemediğinden itirazın kaldıracağı-
Yazılı kira sözleşmesine dayalı olarak, ödenmediği iddia olunan kira alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesine rağmen takibe, sözleşmenin varlığına ve aylık kira miktarına itiraz etmediği, bu durumda kira ilişkisi ve talep konusu aylık kira bedelleri ile takip konusu miktarın kesinleştiği, ödeme emrindeki yasal 30 günlük sürede borcun ödendiği davalı tarafça ispat edilemediğinden temerrüdün gerçekleştiği bu sebeplerle tahliye kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Yazılı kira sözleşmesine dayalı olarak, ödenmediği iddia olunan kira alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesine rağmen takibe, sözleşmenin varlığına ve aylık kira miktarına itiraz etmediği, bu durumda kira ilişkisi ve talep konusu aylık kira bedelleri ile takip konusu miktarın kesinleştiği, ödeme emrindeki yasal 30 günlük sürede borcun ödendiği davalı tarafca ispat edilemediğinden temerrüdün gerçekleştiği-
Temerrüt nedeniyle tahliye davasının ıslah ile itirazın kaldırılması ve tahliye davasına çevrilmesi talep edilmiş ise de dava açıldıktan sonra tahliye ve itirazın kaldırılması ayrı ayrı davaların ıslah yoluyla ilave edilmesinin mümkün olmadığı- Ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için tahliye talepli ilamsız takibe ilişkin tahliye davasının 30 günlük süre beklenmeden açıldığı için reddine karar verileceği-
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmadığından, TBK.'nin 583. maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesi de geçersiz olduğundan mahkemece davalı kefilin hakkındaki davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde adı geçen kefil hakkında da 'itirazın kaldırılmasına' dair karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasında açılmış olan borçlunun borcunun bulunmadığını tespiti kararından geçen '2014/12 ay ile 2015 dönemi arasında kira bedelinin yarısı kadar indirim yapılarak ödenmesi konusunda sözlü anlaşma yapılmış olduğu' şeklindeki tespit hükmünün takibe konu 2017/ 1 ay için de uygulaması ile ilgili bir karar bulunmadığından; tespit hükmünden sonraki dönemlere ilişkin kira sözleşmesindeki aylık kira miktarının geçerli olacağı; bu nedenle itirazın kaldırılmasına ilişkin davada; kira sözleşmesindeki aylık kira miktarı esas alınarak takibe konu aya ilişkin ödemeler düşülerek bakiye alacak kısmı için itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçluya usulüne uygun olarak tahliye ihtarlı ödeme emri tebliğ edilmeden ödeme ve itiraz süreleri de işlemeye başlamayacak olup, borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından, haricen öğrenmeye dayalı itirazın da yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmayacağının ve alacaklının bu aşamada icra mahkemesinden 'itirazın kaldırılmasını ve tahliyeye karar verilmesini' isteyemeyeceği-
Kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı-
Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin iddianın 7 günlük şikayet süresine tabi olduğu- Takip öncesi gönderilen ihtarnameye ilişkin iddiaların ise, TBK'nın 352. maddesine ilişkin olup, İİK'nın 269/a. maddesine dayalı uyuşmazlıkla uygulanamayacağı-