"İflâsın ertelenmesi" istemi üzerine, mahkemece tensip tutanağındaki ara kararla "ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir uygulamalarının durdurulmuş olması"nın, ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği–
Alacaklının bonoyu tanzim edene (keşideciye) onun lehine aval verenlere ve bunların yetkisiz temsilcilerine karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için, bononun vadesinin gelmiş olmasının gerekli ve yeterli olduğu, bundan başka yetkili hamilin ödememe protestosu çekmiş olmasına ve bu protestoyu bono ile birlikte ihtiyati haciz talebine eklemesine gerek bulunmadığı–
Kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzası bulunan kişinin 'sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, bankanın çektiği kat ihtarnamesine karşı borcu kabul etmediğini' belirterek hakkında verilen ihtiyati haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği–
Hakkında ihtiyati haciz kararı verilen borçlu vekilinin 'çekteki imzaların müvekkiline ait olmadığını, şirketin çift imza ile temsil edildiğini' belirterek ihtiyati haciz kararına itirazda bulunamayacağı–
Hakkında ihtiyati haciz kararı verilen borçlunun 'çekin teminat amacıyla verildiğini, ödemeden men yasağı bulunduğunu' belirterek ihtiyati haciz kararına itirazda bulunamayacağı–
İhtiyati haciz talebi reddedilen vekilin, temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten sonra dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtaya gönderilmesi gerekeceği–
Borçlu tarafından açılan sahtelik iddiası ile ilgili menfi tesbit davasının ret edilmiş olması halinde, bu kararın kesinleşmesi beklenmeksizin alacaklının talebi çerçevesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekeceği; icra mahkemesince verilen 'geçici durdurma kararı'nın da ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği–
İİK. 265'de ihtiyati haciz kararına itiraz nedenlerinin sayılarak belirtilmişolduğu; bono düzenleme yetkisi verilen vekilin azledildiğine ve borcun yokluğuna ilişkin itirazların 'ihtiyati hacze itiraz nedenleri'nin arasında sayılmamış olduğu–
İhtiyati haciz kararı verebilmesi için mahkemenin 'alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması'nın yeterli olduğu, maddi hukuka göre kimin haklı (alacaklı) kimin haksız (borçlu) olduğu hususunun İİK.nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptâli davası ile açılacak menfi tesbit ya da istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacağı–