Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir...
Şikayetçi borçlu vekilinin iki celseye katıldıktan sonra diğer celselere katılmadığı görülmüşse de mahkemece, "yargılamanın duruşmalı yapılmasına" karar verilmesi nedeniyle, duruşma günlerinin borçlu veya vekiline tebliği gerekirken bu usule uyulmadığı anlaşılmakla, borçlunun usulüne uygun olarak duruşmaya davet edildiğinden söz edilemeyeceği ve son celsede duruşmaya katılmaması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına ve sonuçta davanın açılmamış sayılmasına kararı verilmesinin hatalı olduğu- İİK m.18 gereğince, taraflar duruşmaya gelmese bile işin esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, "davanın açılmamış" sayılması yönünde hüküm tesisinin hatalı olduğu-
7. HD. 12.12.2024 T. E: 496, K: 5649
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir...
Davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararın usule ve kanuna uygun olup olmadığı-
7. HD. 21.11.2024 T. E: 4502, K: 5143
7. HD. 20.11.2024 T. E: 4256, K: 5130
Taraflar arasındaki düzenleme şeklinde konut satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat davası-
Davacının, "davalılar arasında muvazaalı olarak senet düzenlendiğini, tapu iptal ve tescil davası açtığı taşınmaza haciz konulduğunu" belirterek, "davalı ...'nun davalı ... ...'a borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini" talep ettiği, davacı vekili tarafından, davacının masrafları karşılayacak ekonomik gücü olmadığı ileri sürülerek adli yardım talebinde bulunulmuş olmakla, davacının adli yardım talebi yerinde görülerek adli yardım talebinin kabulüne karar verildiği, yerel mahkemece kısmi olarak açılan menfi tespit davası nedeniyle davacıya harç eksikliğini tamamlaması için usulüne uygun olarak ihtaratta bulunulmasına rağmen, davacı tarafından harç eksikliği tamamlanmadığından dosyanın HMK m. 150/1 uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı tarafça 3 aylık süreç içerisinde yenileme talebinde bulunulduğu halde eksik kalan harcı tamamlamadığından yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Satış sözleşmesi taraflara nispi hak sağlayan bir sözleşme olması hasebiyle sözleşmenin tarafı olmayan kişilere karşı talepte bulunma hakkı bahşetmediği, davalı müflis şirket de davacı ile akdi ilişki kurmadığından ve salt satılanın üreticisi olması veya üretici ile satıcı şirketlerin yöneticilerinin aynı olması nispiliğe halel getirmeyeceğinden müflise yönelik açılan maddi ve manevi tazminat davalarının husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı alıcının, satılanın ayıplı olduğunu iddia ettiği ve iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davacının bu yönde sunduğu laboratuvar sonuçları ile ilgili bakanlıkça yazılan cevap yazısının birbirini doğruladığı görülmekle, davacının gizli ayıptan ötürü imha masraflarını talep etmekte haklı olduğu anlaşıldığından her ne kadar zararın miktarını tam olarak tayin etmek mümkün değil ise de davacının talep ettiği maddi tazminat tutarının hakkaniyete uygun olduğu- Sözleşmeden kaynaklı borçlarda temerrüt için ihtar gerektiğinden ve dava açılmasından önce temerrütün gerçekleştiğine dair delil ibraz edilmediğinden faize birleşen dava tarihinden itibaren hükmedildiği, yine tarafların tacir olması nedeniyle avans faiz talebi mümkün ise de taleple bağlılık ilkesi gereğince avans faiz oranından daha düşük olan reeskont faize hükmedildiği-
