İcra takibi yapıldıktan sonra, henüz tebligat yapılmadan takip bedelinin ödenmiş olduğu anlaşılmış olduğundan, davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının kalmadığı-
Tarafların duruşmalarda hazır olmaları halinde bir sonraki duruşma günü ve saatinin taraflara tefhim edilmek suretiyle bildirileceği, taraflardan biri veya vekili mazereti nedeniyle belirtilen gün ve saatte duruşmaya gelmemiş, mazeret dilekçesi göndermiş, mahkemece de bildirilen mazeret kabul edilmiş ise, mazeret bildiren tarafa belirlenen bir sonraki duruşma gününün davetiye ile bildirilmesi gerekeceği-
İİK. mad. 89/4 gereğince davalı üçüncü kişinin tazminata mahkum edilmesini ve şirket yetkililerinin cezalandırılmasına ilişkin açılan davada, tazminat istemi yönünden yapılacak inceleme genel hükümler gereği basit yargılama usulüne tabi olup, davacının duruşmaya mazeretsiz olarak katılmaması halinde, HMK. mad. 150 uyarınca dosyanın öncelikle işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, İİK. mad. 349 gereğince davanın "düşürülmesine" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Tapu iptal ve tescil davasında; dava 205.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle harcı yatırılarak açılmış, yargılamada keşfen belirlenen 600.000,00 TL taşınmaz değeri üzerinden alınması gerekli eksik harç bedelinin ikmali için, davacı vekiline gelecek celseye kadar süre verilmiş, harç ikmal edilmediğinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmeden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
TBK 19 uyarınca dava açılabilmesi için davacının kesinleşmiş bir alacağının varlığı ön koşul değilse de, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olması için davalıdan bir alacağının olması gerektiği- Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK’nun 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın, davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği- 1.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açılan davada, yargılama sırasında yapılan keşif sonucunda taşınmazın dava tarihindeki değerinin 89.699,55 TL olduğunun saptandığı, ancak davacının alacak miktarı göz önüne alınarak bu miktar üzerinden harç tamamlattırılmadan sonuca gidildiği anlaşıldığından, mahkemece, davacının kesinleşen alacağı göz önüne alınarak bu miktar üzerinden harcın tamamlattırılması için davacıya süre verilmesi, yatırılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, tamamlandığı takdirde davaya devam edilerek işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerektiği-
Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğine göre kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken bu hususta karar verilmemesinin doğru görülmediği; bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Mahkemece, HMK’nın 150/1 maddesi uyarınca duruşma günü davacı vekiline, usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen gelmez ise dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, bu usule uyulmadan .............. tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırılmasının ve taraflarca takipsiz bırakılan davanın HMK'nın 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde konunun miras hukuku hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği, mahkemece, mahallin sulh hakimine durum bildirilmesi, mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, atanacak temsilci ile davaya devam olunması gerekir iken davacı yüklenicinin vefatı sonucu yasal mirasçıların mirası reddetmeleri ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğine göre, yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 7/1. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş ise de bu hususun kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-