Âdi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından aktif ve pasif dava (takip) ehliyetinden yoksun olduğu, takibin (ve davanın) bütün ortaklar tarafından (bütün ortaklara karşı) açılması gerektiği -Adi ortaklık adına çıkartılan ödeme emrinin geçerliliği bulunmadığından adi ortaklık hakkında yapılmış olan takibin -süresiz şikayet yolu ile- iptale karar verilmesi gerekeceği-
“İtiraz” ve “şikayet” arasında nitelik ve sonuç farkları bulunduğundan, borçlunun ödeme emrine karşı hem “itiraz” ve hem de “şikayet” yoluna başvurabileceği – Borçlunun yasal süre içinde icra dairesine başvurarak “örnek:7 ödeme emri”ne itiraz etmiş olmasının, aynı zamanda şikayet yoluyla icra mahkemesinden ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmeyeceği-
Takip dayanağı belgenin aslının veya onaylı örneğinin alacaklı tarafından icra dosyasına verilmemiş olması halinde, borçlunun şikayeti üzerine, icra mahkemesince «ödeme emrinin iptaline» karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu yabancı para alacağının, takip tarihindeki Türk parası karşılığının «takip talebi»nde gösterilmiş olmasına rağmen, «ödeme emri»nde gösterilmemiş olmasının -«takibin iptaline» değil- «ödeme emrinin iptaline» neden olacağı(yada "borçlunun itirazının kaldırılmasına"karar verilmesi gerekeceği)–
Vergi kimlik numarası her zaman tamamlanması mümkün olan bir noksanlık olduğundan, takip talebinde alacaklının vergi numarasının yazılı olmamasının “takibin iptali”ni gerektirmeyeceği-
Ölü kişi (borçlu) hakkında takip açılamayacağı ve yapılan takibin, borçlunun mirasçılarına yöneltilemeyeceği (mirasçılar hakkında yeni bir takip yapılması gerekeceği)–
Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, aşağıdaki içtihatlarda bahsi geçen 04.05.178 Tarih ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı önemini yitirmiştir…