Davanın dayanağı ve yerel mahkemenin tapu iptalinin gerekçesi ortadan kalktığından, dayanağı kalmayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kadastro tutanağındaki açıklamalara göre, dayanak tapu kaydı ile vergi kaydı nazara alındığında malikin tapu kütüğünden anlaşıldığı-
Taraf teşkilinin sağlanması dava şartı olup, bu şart sağlanmadan işin esasına girilemeyeceği- Davacıların, taşınmazı kendilerinin imar-ihya ettiğini, müdahil davacı M. K.'in ise, taşınmazın tereke malı olduğunu iddia etmesi sebebiyle mirasçılar arasında menfaat çatışması bulunduğundan müdahil davacının talebi yönünden taraf teşkilinin sağlanması için terekeye mümessil tayin ettirilerek taraf teşkili sağlanmalı, bundan sonra müdahil davacı ve davacıların delilleri toplanarak ve toplanan deliller değerlendirilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazın, belediye adına kayıtlı bulunan parsele Taşucu Belediyesi'nin tüzel kişiliği kaldırılıp Silifke Belediyesinin mahallesine dönüşmekle taşınmazın yasal olarak Silifke Belediye Başkanlığı'na devredildiği kabul edilerek davanın Silifke Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerekeceği-
Tapulama çalışmalarında revizyon gören dayanak tapu kaydından taşınmazın R. oğlu Y.'a miras yoluyla intikal etmişken bu şahsın ölümüyle intikal sonucunda oğlu İ. ve karısı K. adına tescil edildiği, tapu kaydındaki bilgiler ve kadastro tutanağındaki açıklamalara göre kayıt maliklerinden K.'ın bilinmeyen kişilerden olmadığı-
Sadece birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarının zilyetlikle kazanılamayacağı, taşınmazların davalı Hazine adına tespitinin yapıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve TMK'nun 713. maddesinin aradığı şartlar gerçekleştiği takdirde kazanılmasının mümkün olacağı-
MK mad. 713'den kaynaklanan tescil davasında mahkemece; gerekli ilânların yapılması, taşınmazın sınırları içinde bulunduğu belediye tüzel kişiliği ve Orman Yönetiminin davaya davalı olarak dahil edilerek, taraflara süre verilip, delillerinin toplanması ve sonrasında ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi, idarece yapılmış ve yöntemince kesinleşmiş bir kıyı kenar çizgisi yoksa kıyı kenar çizgisinin mahkemece tespit edileceği, bu tespit yapılırken, 13.03.1972 tarih ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan kıyı şeridinin nasıl tespit edileceğine dair kural ve yöntemler ile 17.04.1990 tarih, 3621 s. Kıyı K. mad 4'deki tanımlar ve 9. maddesi hükmünün mahkemece göz önünde tutulması gerektiği-
M.arın mülkiyetinin Hazine'ye, yararlanma hakkı ise sınırları içerisinde bulunan köy belde veya belediye halkına ait bulunduğu gözetilerek, dava konusu mera parseli köy sınırları içerisinde bulunduğundan yasal hasım durumunda bulunan köy tüzel kişiliğine TMK.'nun 713/3. fıkrası gereğince davanın yöneltilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazlar dayanak tapu kayıtları ile tedavül kayıtlarına dayanılarak kayıt maliki adına tespit ve tescil edildiğinden, kadastro tutanağındaki açıklamalar ile dayanak tapu kaydı nazara alındığında malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna ulaşılmasına olanak bulunmadığından, mahkemece, R.'nin üzerindeki pay yönünden kazanma koşulları gerçekleşmediğinden, "davanın reddine" karar verilmesi gerekeceği-