Dava konusu parsellerde davacıların haksız şagil olmaları nedeni ile herhangi bir mülkiyet hakları bulunmadığından davanın reddine karar verilemeyeceği-
Kayıt malikinin kim olduğunun açıkça bilindiği, ölü veya sağ olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı, sonuç itibariyle kayıt malikinin tapu kütüğünde kim olduğu anlaşılamayan kişi olarak nitelendirilmesinin dosya kapsamına uygun düşmeyeceğinden, bilinen kişi olduğunun kabulü gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davasında yer almayan mirasçılar dahil edildikten sonra murisin davanın tarafları dışında da mirasçılarının bulunduğu gözetilerek ve taleple bağlı kalınarak sadece davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekeceği-
Davacının harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekeceği-
Tapu iptali, men-i müdahale, yıkım, tazminat davasının niteliği gereği, istemin HMK'nun 125. maddesi uyarınca tazminata dönüştürme imkanı bulunmadığı gözetilip, sonradan pay satın alan yeni paydaşa tebligat yapılarak duruşmaya devam edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Tapu kaydı iptal edildikten sonra taşınmazın kıyı olarak terkinine karar verilmemiş olması maddi hataya dayanmakta olup tapu sicilinin düzgün tutulmasına dair kararların kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle kendiliğinden gözönünde tutulması gerekeceği-
Davacının kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak talep ettiği tapu iptali ve tescile ilişkin ilk isteminin hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi ile davacının terditli istemi olan temliken tescil isteği ile bundan ayrı talep ettiği muhdesat ve tazminata ilişkin diğer istemlerinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapulu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin herhangi bir hak bahşetmeyeceği-
Kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı kadastro tespiti itirazına ilişkin davada, tapulama sırasında adına tespit yapılan davalı K.'ın payına gelince; tapulama tutanağında davalı K.'ın dava konusu taşınmazda 20 yılı aşkın zilyet olduğu belirtilmişse de, K.'ın davalı S. ile 2004 yılında evlendiği ve kadastro tespitinin 2007 yılında yapıldığı gözetildiğinde taşınmazdaki ½ payı ne şekilde edindiği ve zilyetliğinin evlenme tarihinden öncesinde başladığı hususunun kanıtlanamadığı gibi, evlenme tarihinden itibaren de tutanakta belirtilen 20 yıllık sürenin dolmadığı ve davalı K. lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinim koşullarının oluşmadığı anlaşıldığı, öte yandan gerek senet başlıklı belge içeriğinden gerekse dinlenen tanık beyanlarından davacıların evlenene kadar dava konusu taşınmazdaki dairede ailesi ile birlikte yaşadığı, davacı C.'ın yurt dışına çalışmaya gittiği, evlendikten sonra eşinin bir buçuk yıl dava konusu taşınmazda kaldığı, daha sonra eşini yurt dışına götürdüğü, davacıların dava konusu taşınmazda halen bir kısım eşyalarının bulunduğu, senette anne H.'nin payını davacılara bağışlama iradesini ortaya koyduğu, zilyetliğini davacılar adına sürdürdüğü, 20.04.2003 yılında ölümü ile de bağış şartının gerçekleştiği ve davacılar lehine bu pay yönünden zilyetlikle edinim koşulları oluştuğundan taşınmazın davalı K. adına kayıtlı yarı payının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekeceği- Dava konusu 94 parsel sayılı taşınmazın sadece davalı K.n adına kayıtlı ½ payının zilyetlikle edinim koşullarının davacılar lehine oluştuğunun kabulü ile bu pay yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği, davalı S. payı yönünden ise davanın reddedilmesi gerekeceği-
Devletin hüküm ve tasarruf altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, dayanak vergi kaydı esas alınmak suretiyle sabit sınırlardan hareket edilerek kayıt miktarı kadar yer üzerinde vergi kaydı ile birleşen kazanmayı sağlayan zilyetlik yoluyla davalılar lehine kazanma koşullarının gerçekleştiği ancak kalan bölüm üzerinde tespit tarihine kadar kazanma süresi ve koşullarının gerçekleşmediği kabul edilerek bu bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-