İcra takibi kesinleşmeden yapılacak olan şikayetin henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı- İcra takibinin devamına dair verilen karar henüz kesinleşmeden İİK’nın 331. maddesine aykırılık suçundan dolayı şikayette bulunulamayacağı- Aksi halde, kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceği ve sanıklar hakkında açılan davanın CMK’nın 223/8. maddesi gereğince “düşmesine” (sanıkların beraatine değil) karar verilmesi gerektiği-
İİK'nın 331. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen "alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mevcudu eksiltmek suçu"nun oluşabilmesi için borçlu hakkında haciz yolu ile takip yapılmış olması gerektiği ve rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması halinde suçun unsurlarının oluşmayacağı-
12. HD. 14.09.2021 T. E: 4022, K: 7430-
İİK'nın 331. maddesi kapsamında düzenlenen "alacaklısını zarara sokmak kastıyla mevcudunu eksiltme" suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi bulunduğu-
Muvazaalı olduğu iddia edilen icra takibinin alacaklısının senet düzenleme tarihi olan 2012 tarihi itibariyle işlerinin iyi olması sebebiyle 100.000 TL borç para verebilecek durumda maddi durumunun iyi olduğunun tespit edildiği, bunun yanı sıra tapu sicil müdürlüğünün cevabi yazısı ile banka cevabi yazıları birlikte değerlendirildiğinde, İİK.331'de düzenlenen suçun unsurlarının oluştuğuna dair somut ve kesin delil elde edilemediğinin anlaşılması nedeniyle, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine dair hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Alacaklısını zarara uğratmak kastıyle mevcudu eksiltmek suçunun oluşabilmesi için borçlu hakkında haciz yolu ile takip yapılmış olması gerektiği; rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması halinde suçun unsurlarının oluşmayacağı-
Suça konu olan işyerinin muvazaalı olarak devredildiğinin iddia edilmesi karşısında, somut olayda sanıklardan birinin şikayete konu işletmeyi 2014 yılı Eylül ayında sözlü anlaşma ile devir aldığı ve devir bedelini banka hesaba yatırdığına ilişkin savunması dikkate alındığında , bankanın ilgili şubesine müzekkere yazılarak, satış bedelinin ilgili banka hesabına gönderilip gönderilmediğinin tespiti ve suça konu işyerinin satış bedelinin tespit edilmesi ile satışı yapılan işyerinden elde edilen paranın akibetinin ne olduğu ve borç ödenmesinde kullanılıp kullanılmadığı hususlarının araştırılarak , sonucuna göre şikayete konu devrin alacaklıyı zarara sokmak kastiyle yapılıp yapılmadığı hususunda sanıkların hukuki durumunun tayini gerektiği-
Sanıkların, suça konu olan taşınmazları muvazaalı olarak devrettiklerinin iddia edilmesi karşısında, somut olayda sanıklardan biri ile gayrimenkulleri satın alan diğer sanık arasında yakın akrabalık ilişkisi bulunduğu, satışı yapılan taşınmazlardan elde edilen paraların akibetinin ne olduğu ve borç ödenmesinde kullanılıp kullanılmadığı hususlarının tespit edilemediği, taşınmazların tasarruf tarihindeki satış değerleri dikkate alındığında, sanıkların üzerlerine atılı İİK.331'de düzenlenen suçun unsurlarının oluştuğu ve sanıkların mahkumiyetlerine dair karar verilmesi gerektiği-
Sanığın rehinli olan olan araçlardan bu parçaları sökerek haksız menfaat temin edip üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın eyleminin, İcra İflas Kanununun 331. maddesinde düzenlenen, alacaklısını zarara uğratmak amacıyla mevcudu eksiltme suçu kapsamında kaldığı, söz konusu eylemin, icra ceza mahkemesinin görev alanında kalan şikayete tabi bir suç olduğu, sanık hakkında aynı eylem nedeniyle daha önce açılan ... İcra Ceza Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası üzerinden alacaklısını zarara uğratmak amacıyla mevcudu eksiltme suçundan yargılamanın devam ettiği anlaşılmakla; tarafları ve konusu aynı olan derdest dava bulunması nedeniyle sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçu yönünden mahkemece mükerrer dava olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/7. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği-
Sanığa isnat edilen edilen suçun oluşup oluşmadığının anlaşılabilmesi için öncelikle, İİK'nun 179. ve TTK'nun 324. Maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenmesini müteakip, şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının saptanması gerekeceği- Bu nedenle borçlu şirkete ait ticari defterler ile borçlu şirket hakkındaki kesinleşmiş icra takip dosyalarındaki belirlenen mevcut borçların şirketin pasifine eklenmesi suretiyle yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu şirketin ... TL borca batık olduğu belirlendiğinden, sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesinin isabetli olmadığı-