Davalının kendi mülkiyet alanı içerisinde imar planına aykırı olarak bina yapması idareyi ve idari yaptırımı gerektiren bir konu olup komşuluk hukuku yönünden önlem alınmasının TMK 737 ve devamı maddelerindeki koşulların oluşmasına bağlı olacağı-
Mahkemece, içlerinde çevre mühendisi de bulunan uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile yerinde yeniden keşif yapılması, yukardaki ilkeler uyarınca, çekişme konusu yapının davalının paydaşı olduğu taşınmaz içerisinde kalan bölümünün ve altındaki foseptik çukurunun davacı taşınmazına zarar vermeyecek şekilde kullanılması için davalı tarafından alınması gereken önlemlerin nelerden ibaret olduğu ve zararın nasıl giderileceği yönünde bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınması, önerilecek önlemlerden olaya en uygun düşeni ve adil olanı seçilip ona hükmedilmesi, eğer başka şekilde zararın gderilmesi mümkün değilse ancak foseptik çukurunun kapatılmasına karar verilebileceği, yapının davalının paydaşı olduğu taşınmaz içerisinde kalan bölümü yönünden davacıya doğrudan veya dolaylı olarak bir zarar vermediği gözetilerek, yıkım kararı verilemeyeceği-
Baz istasyonlarının kurulduğu yerlere yakın çevredeki insanların bir endişe içinde'oldukları sabit olduğuna göre, davacıların bu endişelerinin giderilmesi gerekmektedir, bir zarar olmasa bile kişilerin zarar gördüklerine/göreceklerine dair endişe duymalarının başlı başına bir zararın doğduğunun kabulünü gerektireceğinden baz istasyonun daha uygun bir yere kurulmasıyla mesele halledil­eceğinden, haberleşmeye dönük bu hizmetin de aksamadan yürütülmesi mümkün olacağından baz istasyonunun kaldırılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakimin; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumunda olacağı-
Bu durumda Kat Mülkiyeti Yasasının 18. maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereği kedi ve köpeklerin bağımsız bölümde barındırılması eyleminden bunları bağımsız bölümde barındıran kişi ile o bağımsız bölümün maliki davalının müteselsilen sorumlu olduğu-
Mahkemelerin yeni teknolojik gelişmelerin ürünü olan sistemlerin ve aletlerin kullanılmasını önlemeleri, yasaklamaları hayatın olağan akışına aykırı düşeceği ve davalının, hermetik kombi cihazı kullanmanın sağlık ve teknik bakımdan bir sakıncası olmadığından ve bu aleti kullanma zorunluluğu bulunduğundan salt estetik açıdan da yasaklanması veya ana bacaya bağlanmasının mümkün olmadığı-
Dava konusu baz istasyonunun konumu, yerleşim yerlerine ve davacıların oturdukları yerlere yakınlığı itibarı ile uzun sürede kişi ve çevreye zarar vereceği ve istasyonun bulunduğu yerde kullanılmasının sakıncalı olduğu daha uzak ve uygun bir yere taşınmasını gerektirdiği-
Aygaz bayi olarak kullanılan bağımsız bölümün üst kattaki meskende oturan davacı ve diğer tüm bağımsız bölümler açısından tehlike yarattığı açık olduğundan böyle bir işyerinin meskenlerin yer aldığı ana yapıda faaliyet gösterdiği saptandığına göre, davacı yanın buna ilişkin isteminin de Kat Mülkiyeti Yasasının 18. maddesi hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesinin gerekeceği-
Kullanılan baz istasyonunun konumu itibariyle, uzun sürede kişi ve çevre sağlığına zarar vereceği, bu nitelikteki bir istasyonun halen bulunduğu yerde kullanılmasının sakıncalı bulunduğu, daha uygun ve yerleşim çevresinden daha uzakta kurulmasının gerektiği-
Dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zarar yok ise de, çevre binalarda ve bu bağlamda davacının meskeninde bulunanların sağlık bakımından büyük endişeler taşıdığı hatta son zamanlarda ülke genelinde beliren ve medyada zaman zaman yer alan olumsuz vakaların da bölgede yaşayan insanların yaşamını psikolojik olarak olumsuz biçimde etkilediği, tedirginlik ve ümitsizliğe sevkettiği açık olup, davacının zarar gördüğünün kabulü gerekeceği-