Satışa çıkarılan menkullerin, alacaklı tarafından alacağına mahsuben alınmak istenmesi ve menkul üzerinde alıcının yaptığı takip nedeniyle koydurduğu hacizden önce konulmuş, başka haciz bulunması halinde, ileride sıra cetveli yapılması gerekeceğinden ve henüz sıra cetveli yapılmamış olduğundan, ihale bedelinin alacaklının ve varsa başka haciz alacaklılarının alacağını karşılayıp karşılamadığı saptanıp, alacaklı aleyhine fark doğup doğmadığının tespit edilmesi gerektiği-
Taşınmazlar, şikayetçi ihale alıcısı tarafından ihale bedelinin yatırılmaması üzerine, İİK. mad. 133/1. maddesi uyarınca ihale kararı geri alınıp tek bir satış günü belirlenmek suretiyle tamamlayıcı ihale ile satılmamış olduğundan, başka bir anlatımla, yeni bir satış kararına dayalı olarak 1. ve 2. satış günü belirlenerek ayrı bir ihale ile satıldığından ve re'sen taşınmazın hemen satışa çıkarılması gerekirken, talep üzerine satışa çıkarılarak satışın gerçekleştirildiği, bu suretle İİK'nun 133. maddesinde yazılı usule uyulmadan ikinci kez yeniden ihaleye çıkarıldığı anlaşıldığından, ilk ihale alıcısı olan şikayetçinin, iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumluluğunun bulunmadığı-
Alacağa mahsuben ihaleyi alan alacaklıların, ihale bedelinin tamamını yatırıp yatırmayacakları, ancak icra müdürlüğünce sıra cetvelinin tanziminden sonra anlaşılacağından, mahkemece, icra müdürlüğünce, öncelikle sıra cetvelinin yapılması, alacaklıların ihale bedelinin tamamını yatırmalarının gerekip gerekmediği belirlendikten sonra, alacaklılara ihale bedelini tamamen veya kısmen yatırmak üzere süre verilmesi yönünde işlem yapılması gerektiğine karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazın, İİK. mad. 133/1 gereğince ihale kararı geri alınıp tek bir satış günü belirlenmek suretiyle tamamlayıcı ihale ile satılmayıp, yeni bir satış kararma dayalı olarak birinci ve ikinci satış günü belirlenerek ayrı bir ihale ile satılması halinde, ilk ihale alıcısı olan şikayetçinin, iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumlu tutulamayacağı-
Davacı kurumun düzenlediği iki ihale arasındaki bedel farkının ilk ihalenin gereğini yerine getirmeyen davalıdan tahsili istemine ilişkin davada, aleyhe hüküm verme yasağı gereği, temyiz eden tarafın lehine verilen bozma kararına uyan mahkemenin artık temyiz eden tarafın önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremeyeceği, bu yasağın, usule dair kazanılmış hak kavramı ile de ilgili olduğu- Bozma kararına uyan mahkemece verilen temyize konu karar, aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olduğu gibi davalı lehine doğan usuli kazanılmış hakkı da ihlal ettiği-
Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhaleye ilişkin ihtilafların, işlemi yapan icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenmesi gerekeceği-
"İhalenin feshine yönelik istemin reddi kararı” şikayetçi borçlunun temyiz talebinin reddi nedeniyle kesinleşmiş olduğundan, taraflar arasında ihalenin geçerli olduğu hususunda çekişme kalmamış olduğu- Özel Dairece verilen “borçlu aleyhine yüzde 10 para cezasına hükmedilmesi gerektiği” yönündeki bozma kararıyla sınırlı kalan uyuşmazlıkta, yerel Mahkeme tarafından da “borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına” ilişkin direnme kararı verildiğine göre, temyiz isteminin reddedilmesiyle kesinleşerek uyuşmazlık konusu olmaktan çıkan ihalenin feshi istemi ile borçlunun lehine olan bir hüküm hakkında temyiz yoluna başvurulmasında hukuki yarardan söz edilemeyeceği-
İİK'nun 133. maddesine göre yapılan ihalelerde, fesih isteminin reddi halinde para cezası öngörülmemiş olup, bu hususta para cezasının uygulandığı aynı Kanun'un 134. maddesine yapılan bir atfın da bulunmadığı-
İİK'nun 133. maddesine göre yapılan ihalelerde, fesih isteminin reddi halinde para cezası düzenlenmemiş olup, para cezasının uygulandığı 134. maddeye yapılan bir atfın da bulunmadığı-