Şikayetçi borçlunun İİK.'nun 133. maddesine göre ihalenin feshine ilişkin başvuruda bulunduğu, İİK'nun 133. maddesine göre yapılan ihalelerde, fesih isteminin reddi halinde para cezası öngörülmemiş olup, bu hususta para cezasının uygulandığı aynı yasanın 134. maddesine yapılan bir atfın da bulunmadığı, o halde, ilk derece mahkemesince şikayetçi aleyhine taşınmazın ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Tamamlayıcı ihaledeki (İİK 133) satış gününün, COVİD-19 salgını durma süresi içinde kalması nedeniyle yeni satış günü belirlenmesi durumunda, ilgililere satış ilanının tebliği zorunlu olmadığı- "Covid-19 salgını nedeniyle satışının düşmesinden sonra İİK’nun 133. maddesindeki prosedürünün uygulanamayacağına" ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğu-
İİK'nun 133. maddesine göre yapılan ihalelerde, fesih isteminin reddi halinde para cezasının öngörülmemiş olduğu-
İhale alacağa mahsuben yapılmış olup İİK'nun 133/1. maddesine göre icra müdürlüğünce ancak ihale bedelinin ödenmemesi halinde ihalenin kaldırılabileceği, usulüne uygun olarak yapılıp kesinleşen ihalede ihalenin feshine karar verilmedikçe ihalenin sonuçlarının ortadan kalkmayacağı, tescil yapılamamasının ihalenin feshini gerektirmeyeceği ve yine icra müdürlüğünün kendiliğinden ihalenin kaldırılması yönünde karar verme yetkisi bulunmadığı açık olup ......... tarihli müdürlük kararının, şikayete konu ihalenin kaldırılmasına ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK.'nun 133. maddesi, aynı Kanunun 129. maddesine göre yapılan satışın devamında uygulanması gerekip, 133. madde uyarınca yapılan satışta aynı maddenin yeniden uygulanamayacağı; diğer bir ifadeyle İİK.'nun 133. maddesi uyarınca yapılan satıştan sonra aynı madde uyarınca işlem yapılamayacağı-
Borçlunun iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumlu olduğuna ilişkin aynı satış dosyası ve aynı taraflar yönünden verilmiş kesin hüküm bulunduğu dikkate alınarak, şikayetçi hissedarların iki ihale bedeli arasındaki farkın faizi ile birlikte hesaplanması istemini reddeden müdürlük kararına yönelik şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 133. maddesine göre yapılan ihalelerde, fesih isteminin reddi halinde para cezası öngörülmemiş olup, bu hususta para cezasının uygulandığı aynı Kanunun 134. maddesine yapılan bir atıf da bulunmadığı- Bu durumda; başkaca fesih nedeni de olmadığından, ilk derece mahkemesinin "fesih isteminin reddine" dair kararı yerinde olup şikayetçinin para cezasına mahkûmiyeti isabetsiz olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince %10 para cezası çıkarılmak sureti ile "davanın reddine" karar verilmesi gerekeceği-
İlk ihalenin feshine sebep olan hissedar alıcının tamamlayıcı ihaleye teminatsız girme talebi- İcra dairesi, ilk ihale alıcısının, peşin para veya teminatla ihaleye katılmasına karar verirse; ilgilinin bu ihaleye katılabilmesi için teminat göstermesi gerektiği, birinci alıcının, daha önceki ihalenin feshine sebebiyet verdiği gözetildiğinde, İİK 133/2 gereğince ki ihale arasındaki farktan sorumlu olacağından teminat talep edilmesine dair satış memuru kararının isabetli olduğu-
İcra dairesinin, süresinde satış bedelini ödemediği için ihalenin feshine sebebiyet veren birinci alıcının tamamlayıcı ihaleye katılmamasına karar verebileceği gibi, birinci alıcının ihaleye peşin para ile girebileceğine de karar verebileceği- İcra dairesinin, birinci alıcının ihaleye katılmasına karar verirse, birinci alıcının bu ihaleye katılabilmesi için yeniden teminat göstermesi gerektiği, çünkü birinci alıcının daha önce göstermiş olduğu teminatın İİK. mad. 133/2 gereğince sorumlu bulunduğu meblağa mahsup edilmek üzere alıkonulmuş olduğu- İİK. mad. 133 uyarınca yapılan ihalelerde, fesih isteminin reddi halinde para cezasının öngörülmediği-
İhaleye konu taşınmazın tapu kaydında şikâyetçi lehine asliye hukuk mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir şerhi konulmuş ise de; ihtiyati tedbir kararının cebri satışı engellemeyeceği ve şikâyetçi lehine ihtiyati tebdir şerhi verilmiş olmasının şikâyetçiyi İİK. mad. 134/2 uyarınca ilgili konumuna sokmayacağı- Tapu siciline tescil edilmemiş olan satış vaadi sözleşmesinin de şikâyetçiye tapu sicilindeki ilgili sıfatıyla ihalenin feshini isteme hakkı vermeyeceği- Şikâyetçi lehine ihale konusu taşınmazın tapu kayında icrai haciz şerhi konulduğundan, bu nedenle İİK. mad. 134/2 gereğince tapu sicilindeki ilgililerden sayılacağından ihalenin feshini isteme hakkı bulunduğu- İhaleden önce kesinleşen mahkeme kararı ile ihale konusu taşınmazın maliki olmasına karşın bu hakkını tapuya tescil ettirmeyen şikâyetçinin "tapu sicilindeki ilgili" sıfatını kazanamayacağı ve malik olma sıfatı ile ihalenin feshi isteminde bulunma hakkı bulunmadığı- Ancak şikâyetçi, aynı zamanda ihaleye konu taşınmazın tapu sicilinde haciz şerhi koydurduğundan, "haciz alacaklısı" sıfatı ile ihalenin feshini isteyebileceği- "Mülkiyet hakkının mutlak ve ayni nitelikte hak olması nedeniyle bu hakkı sınırlayan herkese karşı ileri sürülebileceği, bu bağlamda taşınmazın korunmasına yönelik olarak ve somut olayda olduğu gibi tescilsiz olarak kazanılan mülkiyetin tapuda tescilini engelleyen ihale işleminin iptali istemiyle açılan davanın, mülkiyet hakkını korumaya yönelik ve bildirici tescile imkân sağlayacak bir tasarruf işlemi olduğu, İİK'nın 134/2 maddesinde belirtilen, 'tapu sicilindeki ilgililer'in taşınmazın tapu kaydında lehine haciz şerhi, ipotek şerhi, irtifak hakkı şerhi bulunan kişiler, tapu siciline şerh edilmiş ön alım ve geri alım hakkı sahipleri ile harici satış sözleşmesi ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tarafları, tasarrufun iptali kararının davalısı olduğu, tapu siciline kayıt edilen sınırlı ayni hak sahipleri ve şahsi hak sahipleri ihalenin feshi şikâyetini yapabilecek kişiler olarak sayılırken, kesinleşmiş mahkeme kararıyla şekli ve maddi anlamda mülkiyet hakkını tescilsiz olarak kazanan ayni hak sahibine ilgili sıfatı verilmesi gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-