Mütemmim cüz niteliğindeki şeylerin, bütünden ayrı haczedilemeyeceği- Kural olarak eklentilerinin taşınmazdan ayrı olarak haczedilebileceği- Eklenti niteliğinde olduğu tespit edilen mahcuzların, ipotek akit tablosunda yer alması halinde taşınmazdan ayrı haczedilemeyecekleri- Rehnin, taşınmazı, bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı ve taşınmazın haczi, onun bütünleyici parçalarını ve eklentilerini de kapsayacağından, TMK mad. 862 uyarınca da bütünleyici parça ve eklentilerinin haczinin mümkün olmadığı, ilgili maddenin uygulanabilmesi için, haczedilen malların, yasa maddelerinde gösterildiği şekilde bütünleyici parça ve eklenti olduklarının belirlenmesinin yeterli olduğu-
Davacıya ait taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiği gözetilerek el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, savunma yoluyla ileri sürülen temliken tescil isteminin ise reddine karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davası bulunmayıp, taşınmaz ve muhtesatın kamulaştırmaya konu olduğuna dair herhangi bir iddia, savunma, bilgi ve belge de bulunmadığı dikkate alındığında davacının muhdesatın tespiti davası açmasında hukuki yararının bulunmayıp dava şartlarını taşımadığından, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcı ile aynı şekilde yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden davalının tapu payı oranında sorumlu tutulması gerektiği-
Dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesi amacıyla açılan davada, Sulh Hukuk Mahkemesinin ilamı ile ortaklığın giderilmesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, dolayısıyla davacının başlangıçta var olan güncel hukuki yararının da ortadan kalktığı anlaşıldığından, mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Bütünleyici parçanın (mütemmim cüz), yerel adetlere göre asıl şeyin (taşınmazın) temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmadığı için taşınmazdan ayrı (bağımsız olarak) haczedilemeyeceği, eklentinin ise kural olarak taşınmazdan ayrı olarak haczinin mümkün olduğu, zira, eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılmasının mümkün olduğu-
3.kişinin, İİK’nun 96. maddesine dayalı olarak açtığı istihkak davasında; gayrimenkulün Antalya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/.... sayılı dosyasından gönderilen talimat uyarınca alacaklı H. Bankası A.Ş tarafından alacağa mahsuben satın alındığı; daha sonra üzerinde bulunan menkuller ile birlikte davacı 3. kişi şirkete 27/01/2011 tarihinde satıldığı; bu anlamda taşınmazın tapu kayıtları getirtilip, ziraat mühendisi ve inşaat bilirkişisi katılımı ile mahcuzlara ilişkin mahallinde keşif yapılarak, mahcuzların Türk Medeni Kanunu'nun 684 ve 686. maddeleri kapsamında taşınmazın bütünleyici parça veya eklentisi olup olmadığı hususunda denetime elverişli bilirkişi raporu alındıktan sonra değerlendirilmesi gerektiği-
Hüküm kurmaya elverişli araştırma ve inceleme yapmadan taşınmazlar üzerindeki muhdesatlar yönünden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Açıkça yemin teklifine dayanan davacıya yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması gerektiği-
Muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespitinin istenemeyeceği- Çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığının kabul edilmesi, muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerektiği- Dava konusu ağaçlar, bodrumlu kargir ev, avlu, taş duvar ve sundurmalı tandırın davacı tarafından meydana getirildiği ve dikildiğinin sabit olduğundan, mahkemece muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Üçüncü kişinin, İİK’nun 96. maddesine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkin davada, taşınmazın tapu kayıtları getirtilip, makine mühendisi ve inşaat bilirkişisi katılımı ile mahcuzlara ilişkin mahallinde keşif yapılarak, mahcuzların TMK. 684 ve 686 kapsamında bütünleyici parça veya eklenti olup olmadığı hususunda denetime elverişli bilirkişi raporu düzenlenmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-