"Tasarrufun iptali davası" ile "olumsuz tesbit davası"nın -yargılama usulleri farklı olduğundan- birlikte aynı mahkemede görülemeyeceği, mahkemece "ayrılma kararı" verilerek ayrı esaslara kaydedidilip sonuçlandırılması gerekeceği-
"Dava şartı"nın gerçekleşmemiş olması nedeniyle (örneğin"hak düşürücü süre", "husumet", "kesinleşmiş geçerli bir icra takibi bulunmaması", "davacının davalı borçluda bir alacağı bulunmaması", "borcun, tasarruftan önce doğmuş olması", "aciz belgesi bulunmaması" vb. nedenlerle) iptâl davasının reddedilmesi halinde -Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/II. maddesi uyarınca- davalı lehine "maktu" vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
Dava konusu gemilerin, üçüncü kişinin elinde iken cebri icra yolu ile satılmış ve üçüncü kişiye bu satıştan sonra hiçbir şey kalmamış olması halinde, mahkemece "konusuz kalan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
"Görevsizlik" ya da "yetkisizlik" kararı verilmesi halinde -25.4.1945 T. ve 27/7-9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca mahkemece "yargılama giderleri" ile ilgili de bir karar verilmesi gerekeceği–
Davalı borçlu ile üçüncü kişi "mecburi dava arkadaşı" olduğundan, davacının duruşmaya gelmemesi veya mazeretinin kabul edilmemesi halinde, mecburi dava arkadaşlarından birisi hakkında "davanın işlemden kaldırılmasına" diğeri hakkında ise "davaya devam edilmesine" karar verilemeyeceği–
Tasarrufun iptali davalarında, davalılar arasında "zorunlu dava akadaşlığı" bulunduğu; bonolardaki "yetki koşulu"nun -HUMK.da öngörülen koşullar çerçevesinde- geçerli olduğu–
İİK'nun 97/17. maddesi ile getirilen ve birlikte görülmesi gerekli olan karşılık tasarrufun iptali davasında, istihkak davasını yürüten İcra Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu; icra mahkemesince ayırma kararı verilmesinin hatalı olduğu-