Alacaklının “itirazın kaldırılması isteminin esası incelenerek” itirazın kaldırılmasına karar verilmiş olması halinde, alacaklı lehine tazminata da hükmedilmesi gerekeceği, bunun için alacaklının kötüniyetli olmasının gerekmediği-
Borçlunun “borca itirazının kaldırılmasına” karar verilen durumlarda, itirazın esasa ilişkin olması ve alacaklının da talebinin bulunması durumunda, borçlu aleyhine inkar tazminatına karar verilemeyeceği-
“Borç senedidir” başlıklı belge içeriğinde; “borçlunun… yılı itibariyle alacaklıdan 50.000 Alman Markı aldığını, senedin yazım tarihinden itibaren 10 yıllık sürede gücü oranında ödeyeceğini”, kabul ve taahhüt ettiğinin anlaşılması halinde, bu belgenin İİK’nun 68/I maddesinde öngörülen belgelerden sayılacağı-
İİK’nun 68/I maddesinde yazılı kayıtsız şartsız borç ikrarını içermeyen karşılıklı edimleri ihtiva eden sözleşmeye (protokole) dayalı olarak, alacaklı tarafından “itirazın kaldırılmasına karar verilmesi”nin istenemeyeceği-
…..Valiliği’nin “Terör ve Terörle Mücadeleden D. Zararların Karşılanması İle İlgili…..gün ve sayılı Komisyon Kararı’nın” İİK’nun 68/I maddesinde belirtilen belgelerden olduğu-
Borçlunun işlemiş faize yönelik itirazının kaldırılabilmesi için, talep tarihinden daha önce temerrüde düşürüldüğünün, İİK’nun 68. maddesinde sayılan nitelikteki belgelerden birisi ile kanıtlanması gerekeceği-
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin ilamın Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanması nedeniyle ilâmda yer alan tazminata Anayasa’nın -4709 sayılı yasa ile değişik 46 son maddesine göre- kamu alacağı için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği–
“Borçluyu takip tarihinden önce temerrüde düşürdüğünü”, İİK’nun 68. maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile kanıtlayamayan alacaklının, takip tarihinden öncesine ilişkin dönem için “işlemiş faiz” talep edemeyeceği-
İdare mahkemesi ilamı ve banka dekontlarının, İİK’nun 68. maddesinde belirtilen belgelerden olmadığı-
Genel kredi sözleşmesine dayanılarak müteselsil kefil hakkında alacaklı banka tarafından doğrudan doğruya takip yapılması mümkünken, tüketici kredilerinden dolayı takip yapılabilmesi için, daha önce asıl borçluya başvurulması gerekeceği-