Sigorta poliçesine sigortalının adresi olarak araç ruhsatında belirtilen adresin yazıldığı olayda, adresin yetersiz olması sebebine dayalı olarak davalı sigorta şirketince bu adrese yapılan tebligatın iade geldiği gün feshin gerçekleştiğini savunması ve mahkemece de bu gerekçeyle davanın reddine karar vermesi karşısında; sigorta şirketinin tacir olması, basiretli tacir gibi davranması gerektiği ve poliçeyi düzenlerken sigortalının bildirdiği adresin yetersiz olduğu anlaşıldığında, adresi tebliğe yarar şekilde netleştirdikten sonra poliçeyi düzenleme zorunluluğunun bulunması yanında, davalı sigorta şirketinin ancak kendi yükümlülüklerini yerine getirdikten sonra davacı sigortalının yükümlülüklerini yerine getirmesini bekleyebileceği de nazara alınarak, mahkemece işin esasını inceleyip karar vermesi gerektiği-
Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin idare tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan alacak istemi- Davacı limited şirket ile ile tacir konumunda olan davalı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü arasındaki uyuşmazlığın çözümünde ticaret mahkemesinin görevli olduğu-
Davacı ile davalı sigorta şirketi arasındaki “nakliyat sigorta poliçesi” gereğince, davacının satın aldığı iki adet jeneratörün, dava konusu taşıma sırasında meydana gelecek rizikolara karşı teminat altına alındığı; ancak, sigorta poliçesine ekli özel şartlar ile “emtianın cinsine, ağırlığına ve özelliklerine uygun olmayan istifleme ve/veya sabitlemeden dolayı meydana gelebilecek ziya ve hasarlar” teminat harici bırakıldığı- Davacıya karşı taşıyan ile yükleyen şirket oluşan zarardan birlikte sorumlu olduğu gibi, davacının sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin de poliçe kapsamı ile sorumlu olacağı- Bilirkişi raporlarında; "kazanın meydana gelmesinde, yüklerin iyi istiflenmemesinin %40 oranında ve yükleme sırasında gereken nezareti yapmayan ve emniyetsiz şekilde yüklemeyi kabul eden ayrıca seyir sırasında yol ve yük durumuna göre süratli seyrederek trafik kurallarına aykırı davranan araç sürücüsünün de %60 oranında etken olduğu, ancak yükün iyi istiflenmemesinin veya araç sürücüsünün kusurunun birinin diğer etken bakımından illiyet bağını kesmediği" tespit edidiğinden, dava konusu kazanın salt (münhasıran) yükün iyi istiflenmemesi nedeniyle meydana gelmediği, araç sürücüsünün kusurunun da etkili olduğunun anlaşıldığı-Taraflar arasındaki sigorta poliçesi gereğince hasarın teminat dışı kaldığının sigorta ettirene karşı ileri sürülebilmesi için hasarın salt (münhasıran) istiflemenin etkisi altında meydana gelmiş olması gerektiği ve bu durumda, hasarın, ağırlıklı olarak araç sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana geldiği, münhasıran istifleme hatasından meydana gelmediği anlaşıldığından teminat dahilinde olduğunun kabulü gerektiği-
İtirazın iptali davasında, tarafların imzaladığı güvenlik hizmetleri sözleşmesi uyarınca devamlı ilişkide olan tacir olduğundan basiretli tacir gibi hareket etme zorunlulukları bulunduğundan, davacının sözleşme konusu edimi kabul ederken özel olarak talimat vermek suretiyle ihtirazı kayit koymadığı göz önünde bulundurulduğunda, davacının sözleşmenin feshinden sonra ayrıca gecikme faizi istemesinin mümkün olmayacağı-
Basiretli olarak davranması gereken tacir şirketin dava konusu zararı ve faili hasar tutanağının düzenlendiği tarihte öğrenmiş sayılacağı- Davalı süresi içerisinde icra takibine yaptığı itirazında zamanaşımı definde bulunduğundan, hasar tutanak tarihi ile icra takibi arasında bir yıldan fazla süre geçmiş olup alacağın zamanaşımına uğradığı-
Davacının kullanmış olduğu ticari krediler nedeniyle istihbarat ücreti ve komisyon adı altında yapılan kesintilerin iadesi istemi-
TBK'nın yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden önce imzalanmış kredi sözleşmelerinde yer alan hükümlerin, TBK 20 vd. uyarınca genel işlem koşulu mahiyetinde olduğu gerekçesiyle kredi komisyon kesintilerine ilişkin davanın kabulüne karar verilemeyeceği- Taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde davalı banka tarafından kullandırılan kredi dolayısıyla "komisyon alınabileceği"ne dair hüküm olmakla birlikte, miktar ya da oran belirtilmediğinden, mahkemece kredi sözleşmesi hükümleri, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu ve 5411 s. Bankacılık Kanununun 144. maddesi ile Merkez Bankasının 2006/1 sayılı Tebliği'nin 4. maddesi nazara alınarak anılan yasal düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü, yapılmamışsa davalı banka ile diğer bankaların uygulamasına göre, bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan, dosya masrafı vb. ad altında kesilen masraf miktar ya da oranları sorulup, karşılaştırılarak, bankanın çeşitli isimler altında kesinti yapmakta haklı olup olmadığı, yapılan kesintilerin sebebi, kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği-
Keşideci hakkında davalı bankanın çek hesabının açılışı sırasında yeterli araştırma yapmadan keşideciye çek karnesi verdiği ve çekin karşılığının bulunmadığı iddialarına dayalı olarak, banka aleyhine açılan tazminat istemi- 3167 s. Çek K. mad. 2 uyarınca, bankanın sadece hesap sahibinin sunduğu belgelerle yetinmeyip, çek hesabı açacak şirketin adresinden ekonomik durumlarını araştırması gerektiği- Çekin hamili de ticari ilişkide bulunduğu kişilerin ekonomik durumu ve ödeme kabiliyetini araştırıp sonucuna göre ilişki kurmak ve bu suretle özenli davranmak durumunda olduğu- Karşılıksız çek için davacının evvela kendi akidinden alacağını tahsil yoluna gitmesi, tahsil edememesi halinde davalı bankaya müracaat etmesi gerektiği-
Tacir, ister icapta bulunan, isterse kabul eden durumunda olsun akdin kurulmasından önce ve kurulması sırasında ticaretinin özelliğini gözönünde tutan tedbirli ve ileriyi makul ve mutad bir oranda gören bir tacir gibi davranmak zorunda olduğu, araştırma yapmaksızın ve tedbirsiz bir şekilde hareket ederek icapta ve kabul beyanında bulunan tacir basiretli bir işadamı gibi davranma mükellefiyetini yerine getirmemiş sayılacağı- Davacı ile davalı Belediye arasında düzenlenen ek sözleşme butlanla malul olup taraflar için hüküm ifade etmeyeceğinden tarafların ancak nedensiz zenginleşme kuralları içinde birbirlerine verdikleri şeyleri geri alabilecekleri düşünülerek mahkemece davacının davalı Belediye'ye yaptığı fazla ödeme tutarını hüküm altına alınması gerektiği-
Nisbi karar ve ilam harcına tabi davada, davalı taraf hükmü maktu harç ile temyiz etmiş ve yerel mahkemece davalıya nisbi temyiz harcını yatırması için verilen sürede temyiz harcını ikmal etmediği anlaşıldığından temyiz isteminin reddi gerektiği- Dava konusu alacak likit (borçlu tarafından bilinebilir nitelikte) olduğundan İİK. mad. 67/2 uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-