Eldeki dosyadaki ve Asliye Ceza Mahkemesi dosyasındaki imza incelemesine dair bilirkişi raporlarının, imzanın davacıya ait olup olmadığı noktasında çelişik olduğu, Yargıtay ...... Ceza Dairesi, Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında, Adli Tıp raporu alınması gerektiğini belirterek Asliye Ceza Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, eldeki davada delil olarak ileri sürülen belgedeki imzanın ceza davasına konu olması karşısında Asliye Ceza Mahkemesi dosyasının sonucunun beklenerek, bu ceza davası dosyasının sonucunun eldeki davaya etkisi değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin hatalı olduğu-
Davalının özel belgede sahtecilik ve zimmet suçlarından eylemin sübutu açısından aldığı cezanın kesinleşmediği, ceza davası ile hukuk davasındaki zarar miktarları bakımından da farklılık olduğu görüldüğünden, mahkemece yapılacak işin, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesini bekleyip, ceza davası ile hukuk davasında alınan raporlar arasındaki çelişkiyi giderip sonuca gitmek olduğu- Davacının işlemiş faiz alacağı talebi olmadığı halde, HMK.nın 26. maddesine aykırı olarak talep aşılarak anapara yerine işlemiş faiz alacağına hükmedilmesinin de hatalı olduğu, sübut halinde anaparanın talep aşılmadan yasal faiz işletilerek hüküm altına alınması gerekeceği-
Feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine ilişkin davada; mahkemece davacı hakkında ceza dosyası bulunduğundan, ceza dosyasının sonucu beklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine ilişkin davada, dosya içeriğinden davacı hakkında ceza soruşturması bulunduğunun anlaşıldığı, mahkemece davacı hakkında ceza soruşturması bulunduğundan, ceza soruşturmasının sonucu beklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin davada, davalı yüklenici tarafından arsa sahibi aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
Somut uyuşmazlıkta; davacının, davalılar ve S.G.K. aleyhine hizmet tespiti davası açtığı, mahkemece bu davanın kesinleşmesi beklenmeden eldeki alacak davasında karar verildiği, hizmet tespiti davasının sonucu alacak davasını doğrudan etkileyeceğinden söz konusu davanın sonuçlanıp, kesinleşmesi beklenilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
9. HD. 21.06.2018 T. E: 2017/18926, K: 13533-
Ketmi verese iddiasına dayalı davalarda taraflar arasındaki uyuşmazlığın, alınacak hasımlı veraset ilamıyla çözümlenebileceği, hal böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 165/1. maddesi gözetilerek, eldeki davayı esastan etkileyecek nitelikte bulunan veraset ilamının iptali için açılan davanın sonucunun beklenmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davacının hizmet tespit davası kararının neticelenip kesinleşmesi beklenerek tazminat ve işçilik alacakları talebinin hüküm altına alınması gerekirken hizmet tespiti davası kararının kesinleşmesi beklenilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
İcra mahkemesi kararları kural olarak kesinleşmesi beklenmeden infaz olunabilir ise de, sonradan açılan bir davada, icra mahkemesi kararı esas alınacaksa, yani sonraki karar icra mahkemesi kararına göre verilecekse, bu durumda önceki icra mahkemesi kararının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerekeceği, haczedilmezlik şikayetine ilişkin verilen kararın kesinleşmediği anlaşıldığından hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerektiği-