HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU > - Yazılı Yargılama Usulü > - Tahkikat ve Tahkikat Sırasındaki Özel Durumlar > - Ön Sorun ve Bekletici Sorun > Madde 165 - Bekletici sorun
Ceza yargılaması sonunda tesis edilecek hüküm ile "davalının bedelsiz senedi kullandığı" iddiasına yönelik bir maddi vakıa tespiti yer aldığı takdirde, bu maddi olgunun tespiti hukuk hâkimini bağlayacağından, mahkemece ceza davasının sonucunun beklenilmesi, bundan sonra maddi olguların nasıl gerçekleştiğinin saptanması, tarafların talepleri de gözetilerek uyuşmazlığın “Medeni Hukuk” kurallarına göre çözümlenmesi gerekeceği-
Davalı arsa sahiplerinin davacı yüklenici aleyhine geç teslimden kaynaklı tazminat davası açtıkları ve yargılamanın devam ettiği ve derdest olan bu davanın sonucu eldeki davayı etkileyeceği anlaşıldığından, sözleşmenin geç ifasından kaynaklı tazminat talebinin kabul edilmesi halinde henüz ifanın tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilemeyeceğinden ve davacının da arsa sahiplerinin edimini talep etmesi şimdilik mümkün olmayacağından, arsa sahipleri tarafından açılan davanın sonuçlanmasının beklenmesi, bu davanın kabulle sonuçlanması halinde eldeki davanın erken dava olduğundan bahisle reddine karar verilmesi, aksi halde yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirdiği sonucuna varılacağından, kabule karar verilmesi gerektiği-
İflas kararının kesinleşmesi üzerine anılan borçlu hakkındaki takip ve hacizlerin İİK. mad. 193/2 uyarınca düşeceği- Borçlu hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesi üzerine; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekeceği- İflas kararı, istihkak davasının şartlarına doğrudan etki edeceği için mahkemece, iflas davasının sonucu bekletici mesele yapılarak oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
Paydaşlarının gaip olması nedeni ile kayyım olarak atandığı taşınmazın davalı tarafından kullanıldığı gerekçesiyle icra takibi yapmalarına rağmen davalının takibe geçerli bir nedeni olmadan itiraz ettiği ileri sürülerek açılan itirazın iptali davasında,
kayyımlık davasında verilecek nihai kararın beklenmesi gerektiği-
Mirasın hükmen reddi şikayeti hakkında mahkemece verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın kesinleşmediği görülür ise derdestlikten bu yöne ilişkin davanın reddine karar verilmesi, aksi halde mirasın reddi davasının bekletici mesele yapılması, bu dava sonunda mirasın hükmen reddi kararı verilir ise takibin iptali yönünde hüküm tesisi, anılan dava reddedilir ise borçluların meskeniyet şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılmadığı, bu hususun ön sorun sayılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerekçesiyle erkeğin istinaf talebi kabul edilmişse de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden kadın hakkında Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden celp edilen hastane kayıtları incelendiğinde kadının psikiyatri polikliniğinde ayaktan tedavi ve muayenesinin yapılmış olduğu ve konulan tanının orta depresif nöbet olduğu belirtilmiş olup tüm dosya kapsamı ve tanık beyanlarından kadının akıl hastası olduğu tespit edilemediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından dosyanın esasına girilerek karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, eşten kazandırma veya devralan üçüncü kişi konumundaki diğer davalı hakkındaki alacak talebi hakkında HMK'nin 167. maddesi uyarınca üçüncü kişiye karşı açılan dava hakkında ayırma kararı verilerek davanın ayrı bir esasa kaydının sağlanması; bu davada eski eşten katılma alacağının tahsil edilebilme durumunun HMK'nin 165/1. maddesi gereğince “bekletici sorun” yapılması, eş hakkındaki alacak davasının kesinleşmesi ve davalı eşten alacağın tahsil edilememesi halinde üçüncü kişi diğer davalının sorumluluğu doğacağı düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayan hakimin hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumlu olduğu (HMK. mad. 33)- Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre, davanın niteliği itibarıyla TBK'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali davası olması halinde, davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı ve davanın alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği- Davanın TBK. mad. 19 uyarınca açıldığının kabulü ile dava dilekçesinde gösterilen ecirimisile ilişkin dava dosyasının akıbeti araştırılıp, kesinleşmesi beklenerek, maddi ve hukuki olgulara göre değerlendirme yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Davalı borçlunun aciz halinde bulunup bulunmadığının, davalı borçlunun beyan edildiği gibi üzerine kayıtlı traktörü ya da alacağı karşılayacak bir malvarlığı bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılması gerektiği-