Davalıya usulüne uygun olarak duruşma günü tebliğ edilmeden savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devam edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı tapuda pay satışı şeklinde gösterilen işlemin bağımsız bir bölümle ilgili olduğunu iddia ettiğine göre önalım davasına konu edilen taşınmazın paylaşıldığı savunmasının yapıldığının kabulü gerekeceği-
Tanıkların hazır edilme yükümlülüğünün davalı tarafa yüklenemeyeceği-
Davacılara ait payın iştirak fiilinde mülkiyet hükümlerine tabi olması halinde şufa hakkının süresinde kullanılıp kullanılmadığı araştırılırken satışı en son öğrenen mirasçının öğrenme tarihi esas alınarak değerlendirme yapılması gerekeceği-
08.11.1991 gün, 1990/4-1991/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da, iyiniyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle defi değil itiraz niteliğinde bulunduğu vurgulandığından bu nitelikteki bedele yönelik iddianın yargılama sona erinceye kadar davanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olacağı-
Hükmün kesinleşmesinden sonra önalım bedelinin davalıya verilmesine şeklinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacıların dayandıkları paylar iştirak halinde mülkiyete konu olduğundan tüm iştirakçilerin birlikte dava açması ya da birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekeceği-
Hakkında açılan o davada bu davadaki davalının savunması gibi birbirine bitişik 8 adet parselin paydaşları arasında taksim edildiğini savunan davacının daha sonra, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlemden yararlanarak önalım hakkını kullanmasının Medeni Kanunun 2. maddesinde yer alan iyiniyet ilkelerine aykırı olacağı-
Davacının kendi kullandığı bölüm dışındaki taşınmaz bölümü için tapuda yapılan pay satışı dolayısıyla şufa hakkını kullanmasının iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı-