Şikayet tarihinde borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmemiş olsa bile –daha sonra tebliğ edilmesi koşuluyla- yapılacak şikayetin icra mahkemesince incelenmesi gerekeceği–
İtirazın kural olarak takibin yapıldığı, ödeme emrini gönderen, icra dairesine yapılacağı, borçlunun takibin yapıldığı icra dairesinden başka bir icra dairesine de itirazını bildirebileceği; bu durumda, itirazın, itirazın başvurulan başka yer icra dairesine bildirildiği tarihte yapılmış sayılacağı-
İtirazın kaldırılması talebi reddedilen alacaklının, borçlunun itirazının tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davası açabileceği-
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ nun 138/IV maddesi uyarınca Fonun alacaklı olduğu ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde borçlular tarafından yapılan itirazların, satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı-
“Takibin mükerrer olduğu” na yönelik başvurunun “borca itiraz” niteliğinde olduğu, genel haciz yoluyla ilamsız takiplerde 7 günlük süre içinde icra dairesine bildirilmesi gerekeceği; icra mahkemesine yapılacak başvurunun sonuç doğurmayacağı-
Genel haciz yolu ile yapılan takiplerde borçlunun “faize faiz istendiği” itirazını 7 gün içinde icra dairesine yapması gerekeceği-
Genel haciz yoluyla yapılan takiplerde, “icra dairesi” yerine “icra mahkemesi” ne yapılacak itirazlar geçersiz olup, sonuç doğurmayacağı- İşe iadeye ilişkin ilamların kesinleşmeden icraya konulamayacağına ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı-
İlamsız icra takiplerinde süresi içinde borca itiraz edilmesi halinde, mal beyanında bulunma zorunluluğunun bulunmadığı; ancak “itirazın iptaline” veya “kesin ya da geçici kaldırılmasına” ilişkin kararın tebliğ veya tefhiminden itibaren üç gün içinde mal beyanında bulunulması gerekeceği-
Takip dayanağı senet altındaki imzayı reddeden borçlunun bunu “açıkça ve ayrıca” bildirmesi gerekeceği-
Genel haciz yoluyla takibe konu edilen çekin zamanaşımına uğramış olduğu şeklinde, 7 gün içinde icra dairesine yapılan itirazın “borca itiraz” olarak algılanması gerekeceği-