Genel haciz yoluyla yapılan takiplerde, “icra dairesi” yerine “icra mahkemesi” ne yapılacak itirazlar geçersiz olup, sonuç doğurmayacağı- İşe iadeye ilişkin ilamların kesinleşmeden icraya konulamayacağına ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı-
İlamsız icra takiplerinde süresi içinde borca itiraz edilmesi halinde, mal beyanında bulunma zorunluluğunun bulunmadığı; ancak “itirazın iptaline” veya “kesin ya da geçici kaldırılmasına” ilişkin kararın tebliğ veya tefhiminden itibaren üç gün içinde mal beyanında bulunulması gerekeceği-
Takip dayanağı senet altındaki imzayı reddeden borçlunun bunu “açıkça ve ayrıca” bildirmesi gerekeceği-
Genel haciz yoluyla takibe konu edilen çekin zamanaşımına uğramış olduğu şeklinde, 7 gün içinde icra dairesine yapılan itirazın “borca itiraz” olarak algılanması gerekeceği-
İlamsız takiplerde her türlü itirazın yasal 7 günlük itiraz süresi içinde icra dairesine yapılması gerektiğinden, borca, faize ve ferilerine icra dairesine başvurarak itiraz etmiş olan borçlunun, ayrıca yetki itirazını da icra dairesine bildirmemiş olması halinde takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisinin kesinleşmiş olacağı-
Temlik işleminin gerçekleşmesiyle temlik edenin borç ilişkisinden çıkıp, onun yerine alacağı devralan 3.kişinin geçeceği – takas için ileri sürülen alacağın temlik tarihinden önce bulunması halinde, temlik alacaklısının alacağı ile takas ve mahsup edilebileceği-
Alacaklının takibi sürdürme iradesini taşıması halinde, ödeme emri tebliğ edilmemiş olsa bile borçlunun itirazının geçerli olacağı-
Sadece takipte istenen temerrüt faiz oran ve miktarına itiraz edilmiş olması halinde, takibin asıl alacak yönünden devam edeceği, çünkü yapılmış olan itirazın “kısmi itiraz” niteliğinde olduğu-
Belediyenin taraf olduğu takiplerde belediyeyi belediye başkanının temsil edeceği, belediye başkanının kanundan doğan bu yetkisini kullanması için ancak baroda kayıtlı bir vekil atayabileceği-