Süresi içinde ödeme emrine -icra dairesine başvurup- itiraz eden borçluların ayrıca itirazlarını «şikâyet» adı altında icra mahkemesine (tetkik merciine) bildirmelerinin gereksiz -ve reddedilmesi icap eden- bir başvuru olduğu, çünkü alacaklının «itirazın kaldırılması»na dair icra mahkemesinden (tetkik merciinden) karar getirmedikçe takibin durmaya devam edeceği–
Borçlunun süresi içinde icra dairesine başvurarak itirazda bulunup takibi durdurmasından sonra alacaklının takibin devamını ancak alacaklının genel mahkemeden veya icra mahkemesinden alacağı -«itirazın iptali» veya «itirazın kaldırılması» konusunda- olumlu kararla mümkün olacağı–
Süresi geçtikten sonra yapılan itiraz hükümsüz olacağından alacaklının bu durumda «itirazın kaldırılması»nı icra mahkemesinden istemesinin gereksiz ve geçersiz olacağı–
Borçlunun süresi içinde yaptığı itiraz ile takip durduktan sonra icra müdürünün «yetki itirazı» hakkında karar vermek üzere dosyayı kendiliğinden icra mahkemesine göndermesinin usulsüz bir işlem olduğu–
İtirazın süresinde yapılmamış olması halinde takibin kesinleşeceği, icra müdürlüğünün buna aykırı kararının süresiz şikayete neden olacağı–
Borçlunun genel haciz yoluyla yapılan takibe süresinde yapacağı itirazın takibi durduracağı ancak alacağın temini için takipten önce konulmuş olan ihtiyati hacizleri kaldırmayacağı gibi takipten sonra da borcu karşılar miktarda haciz yapılmasını engellemeyeceği–
Borçlunun süresi içinde itiraz etmemesi halinde takibin kesinleşeceği, bu durumda takip talebi ile istenmiş olan faiz senedinin vade tarihinden itibaren talep edilebileceği, İcra Müdürlüğünce bu husus esas alınarak asıl alacağa ilişkin ödeme tarihleri ve kalan miktarları gözönünde tutulup hesap tablosu düzenlenip buna göre borçluya muhtıra tebliğinin gerekeceği-
İhtiyati haciz kararı kaldırılmış olmadıkça, borçlunun takibe itirazının sadece takibi olduğu yerde durduracağı, ancak daha önce konmuş olan haczi kaldırmayacağı–