Konutun "aile konutu" olduğuna ilişkin özgülendiği amaç değişmediği, evlilik birliği de devam ettiğine göre, davalının kendine ait bir evin bulunması, aile konutu olan davacıya ait taşınmazdan davalının yararlanma hakkını ortadan kaldırmayacağı-
Taşınmazın tapu kaydı üzerine ipotek tesis edildiği tarihte, tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığına göre, lehine ipotek tesis edilen üçüncü kişinin kazınımının iyiniyetli olması halinde korunacağı, lehine ipotek tesis edilen davalı bankanın kötüniyetli olduğunu gösteren bir delil ibraz edilmemesi halinde lehine ipotek tesis edilen davalı bankanın kazınımının korunacağı (MK. mad. 1023)-
Aile konutu üzerinden ipoteğin kaldırılması talebinin nispi harca tabi olacağı-
İpotek tesisine ilişkin işlemden önce tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığına göre, davalı şirketin ipoteğe ilişkin kazanımı iyiniyetli olması halinde korunması gerekeceği-
Taşınmaz üzerine ipotek konulduğu tarihte tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna dair bir şerh de bulunmadığına göre davalı bankanın iyiniyeti korunacağından, ipoteğin kaldırılması talebinin reddi gerekeceği-
Aile konutu üzerindeki hakların sınırlanması ve aile konutunun devri için diğer eşin açık rızasının yeterli olduğu, bu rıza beyanının herhangi bir şekle tabii olmadığı, işlemden önce, işlem sırasında ve işlemden sonra verilebileceği-
Tapu iptal ve tescil; karşı davanın ise el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin olan davada; davacı ile davalının dava sırasında evlilik birliği sürdüğünden davanın 4787 Sayılı Yasanın 4.maddesi hükmü gereğince aile mahkemesinin görevi içerisinde bulunduğu-
Aile konutu üzerindeki hakların sınırlanması ve aile konutunun devri için diğer eşin açık rızasının yeterli olacağı-
Davacı ayrı yaşamakta haksız olsa bile konutun aile konutu olduğu yönündeki özgülemeye ilişkin iradesi devam ettiği sürece bu iradenin konutun korunmasını gerekli kılacağı-
Bir davada hüküm verilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen ve veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilmesi gerekeceği-