Davacının tanık listesinde bildirmediği kişiler tanık olarak dinlenemeyecek olup, davacı kadın yararına hükmedilecek yoksulluk nafakasının hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak tespit edilip, ortak çocukların velayeti konusunda uzmandan rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Manevi tazminat tutarını etkileyen özel hal ve şartların kanunda belirtilmiş olduğu, manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi, amacı, mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanması da olmadığı- Hakimin manevi tazminat miktarını belirlerken Türk Medeni Kanunu mad. 4 gereğince hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalması, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmesi gerektiği- Takdir edilecek manevi tazminatın zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı olmaması gerektiği-
Manevi tazminat tutarını etkileyen özel hal ve şartların kanunda belirtilmiş olduğu, manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi, amacı, mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanması olmadığı- Hakimin manevi tazminat miktarını belirlerken Türk Medeni Kanunu mad. 4 gereğince hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalması, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmesi gerektiği, takdir edilecek manevi tazminatın, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı olmaması gerektiği-
Dava konusu yayının tarihi, kullanılan ifadeler gözetildiğinde, davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği-
Haksız şikayet nedeni ile manevi zararın ödetilmesi istemi-
Uyuşmazlığın tedavi amaçlı tıbbi müdahaleden kaynaklanmış olduğu, taraflar arasında vekâlet ilişkisinin mevcut olduğu ve TBK mad. 502 ve devamı maddeleri uyarınca; vekil olan doktorun sadakat ve özen borcunun bulunduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, tedavinin tıbbi usullere ve kurallara aykırı yapıldığı anlaşıldığından, doktorun tedavi ücreti ve iş bedeline hak kazanmadığı ve yaptığı müdahale sonucu ortaya çıkan zararın giderilmesi için, davacı yeniden tedavi masrafı yapmış olduğundan, davalılara ödediği tedavi bedelinin tamamı ile vekâlet görevinin tam olarak yerine getirilmemiş olması nedeniyle zararının giderilmesi için yapılması gereken tedavi masraflarını yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleri ile talep edebileceği- Davalıların özensiz ve tıbbi kurallara aykırı davranışları nedeni ile davacının cismani zarar gördüğü açık olup manevi tazminat istemekte haklı olduğu- Hakimin manevi tazminat miktarında takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği- Hükmedilecek tazminatın zenginleştirici olmamasına, felaketi özlenir hale getirmemesine, sadaka mahiyetinde kalmamasına dikkat edilmesi gerektiği-
Haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davada takdir edilecek manevi tazminatın, eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak tespit edilmesi gerektiği-
Hakaret ve tehdit eylemlerine dayalı manevi tazminat istemi-
TBK. mad. 56 hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarının adalete uygun olması gerektiği- Manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği- 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların açıkça gösterildiği ve bunların her olaya göre değişebileceğinden, hakimin bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği- Manevi tazminatın zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesinin amaçlanması ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerektiği, TMK. mad. 4 gereğince kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceğinin öngörüldüğü-
Davalılar, haksız tahrik sonucunda davacıya karşı etkili eylemde bulunmuş ise de, davacının olay sonucunda yirmibeş gün iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı, bacağında oluşan kırık nedeniyle yoğun acılar yaşadığı, hastanede ve evde uzun süre tedavi gördüğü anlaşılmakta olup, mahkemece davacının gördüğü zarar ile tarafların kusur durumu, sosyal ve ekonomik durumları ve olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü değerlendirilmek suretiyle takdir edilen (4.000 TL tutarındaki) manevi tazminat miktarının yerinde olduğu- Somut olay itibariyle olayın davacının haksız tahriki nedeniyle gerçekleştiği dikkate alındığında manevi tazimat miktarının fazla olduğu görüşünün kabul edilmediği-